Ayakta su içmenin bilimsel gerçeği!
Peygamber efendimiz ayakta su içmeme hususunda bizi uyarmıştır. Bu uyarıların arkasındaki büyük hikmetleri bugün bilimde doğruluyor.
Çocukluğumdan beri suyu ayakta içme konusunda büyüklerimizden duyduğum tek şey, ayakta içme.
Ama neden ayakta içmemeliyiz? Tıbben veya dinen nedir açıklaması nedir?
Dün yarım kiloluk pet şişedeki suyu büyük su bardağına boşalttım ve hepsini ayakta birden içtim. O an da büyüklerin sözü aklıma geldi…
Bunun üzerine biraz büyüklerle konuştum, biraz da konuyla ilgili yazılar okudum…
Buyrun sizde okuyun;
Peygamber efendimiz ayakta su içmeme hususunda da bizi uyarmıştır. İlk bakışta bu biraz anlamsız gelen bir öğüt olsa da bu sözün özüne bakıldığında yine bizim sağlığımız için etkileri çok büyüktür.
Bir hadisde ayakta su içmenin zararına şu şekilde işaret etmiştir:
“Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588).
Yine aynı konu ile alakalı olarak;
“Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın” buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116)
Diğer açıklama;
İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.
Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer.
Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer.
Eğer insan sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer.
Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dahil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.
Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar…
21 Şubat 2013 Perşembe
Bu 15 bitkiyi soranızdan eksik etmeyin !
Bu 15 bitkiyi soranızdan eksik etmeyin !
1-ADAÇAYI:
Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayı
yaptığını toz olarak uygulamanız önerilir.
2-CEVİZ:
Damar koruyucu, ishal kesici, cildi temizleyici, siğil giderici, mantar hastalıklarında etkili, tümör engelleyici ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri bulunmaktadır. Ceviz kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını düzenler… Karaciğer için de çok faydalıdır.
3-IHLAMUR:
Gribal enfeksiyonların yanı sıra güzellik ve ciltteki lekelere karşı da mucize etkileri vardır. Cilt lekeleri için iyice kaynatılıp, leke olan kısma sürülmesi öneriliyor. Bunun yanında strese karşı da ıhlamuru mutfağınızdan eksik etmeyin...
4-HİNDİBA:
Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında mucizeler yaratır. Kronik karaciğer iltihaplanmalarına karşı tedavi edici özelliği vardır. Şeker hastalığına da iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra deri kaşıntıları ve sivilcelere karşı da şaşırtıcı derecede etkilidir.
5-KARABAŞ OTU:
Ağrıları dindirir, kalbe kuvvet verir… Özellikle sigara kullananlar için belirtelim, balgam sökücü özelliği vardır. Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır. Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılır.
6-KEREVİZ:
Huysuz ve asabi biri misiniz? Kereviz tüketin. Sakinleştirici özelliği var. Böbrek için çok yararlı, kanı temizliyor, kilo almayı önlüyor ve cinsel gücü artırıyor.
7-KUŞBURNU:
Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Kabızlık için de çare... Yorgunluk ve halsizlik için öneriliyor. Kan yapıcı ve tansiyon düzenleyici özelliği ile mutfaktan eksik edilmemeli.
8-MAYDANOZ:
Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor...
9-MEYAN KÖKÜ:
Balgam söktürücü özelliği olan bu bitki mide ülseri tedavisinde kullanılır. Böbreküstü bezlerini çalıştırdığı gibi kramp girmelerinde de çözücü etkisi vardır. Ayrıca iyi bir kabızlık gidericidir.
10-NAR:
Narda bol miktarda antioksidan, C vitamini, demir ve potasyum var. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, iki kadeh kırmızı şarap ve 10 bardak yeşil çay ile aynı seviyede. Üstelik, bu özellikleri sayesinde kalbi ilaç gibi koruyor.
11-SEMİZ OTU:
Uzmanlar, Parkinson tedavisinde hastalarına mutlaka semiz otu salatası yemelerini öneriyor. Zihin yorgunluğu, sinirlilik ve uykusuzluğa iyi gelir. Kanı temizleyici özelliği vardır...
12-PELİN OTU:
Mideniz ile sorun yaşıyorsanız, gastrit derdiniz varsa pelin otu birebir... Bu bitki sindirim zor besinlerin hazmını kolaylaştırıyor. Tonik etkisiyle de kan dolaşımını artırarak, vücuda zindelik veriyor. Bir önemli özelliği ise vücuda sürüldüğünde haşereleri uzaklaştırması...
13-SOĞAN:
Mümkün olduğu kadar çiğ tüketin. Zira çiğ tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılır.
14-ZERDEÇAL:
Zerdeçal en etkin ve en yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir. üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit ve sinüzit tedavisinde kullanılır. Kansere karşı etkilidir. Beyni güçlü tutarak, alzheimerı önler.
15-ZEYTİN:
Özellikle zeytinin yağı mucize kaynağı olarak görülür. Vücudun ihtiyaç duyduğu omega 6 yağ asidine sahiptir. Hücre yenileyici özelliği ile cildi besleyip, güçlendirir... Zeytin ve zeytinyağı asla mutfaktan eksik edilmemeli, bolca tüketilmeli.
1-ADAÇAYI:
Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayı
yaptığını toz olarak uygulamanız önerilir.
2-CEVİZ:
Damar koruyucu, ishal kesici, cildi temizleyici, siğil giderici, mantar hastalıklarında etkili, tümör engelleyici ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri bulunmaktadır. Ceviz kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını düzenler… Karaciğer için de çok faydalıdır.
3-IHLAMUR:
Gribal enfeksiyonların yanı sıra güzellik ve ciltteki lekelere karşı da mucize etkileri vardır. Cilt lekeleri için iyice kaynatılıp, leke olan kısma sürülmesi öneriliyor. Bunun yanında strese karşı da ıhlamuru mutfağınızdan eksik etmeyin...
4-HİNDİBA:
Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında mucizeler yaratır. Kronik karaciğer iltihaplanmalarına karşı tedavi edici özelliği vardır. Şeker hastalığına da iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra deri kaşıntıları ve sivilcelere karşı da şaşırtıcı derecede etkilidir.
5-KARABAŞ OTU:
Ağrıları dindirir, kalbe kuvvet verir… Özellikle sigara kullananlar için belirtelim, balgam sökücü özelliği vardır. Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır. Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılır.
6-KEREVİZ:
Huysuz ve asabi biri misiniz? Kereviz tüketin. Sakinleştirici özelliği var. Böbrek için çok yararlı, kanı temizliyor, kilo almayı önlüyor ve cinsel gücü artırıyor.
7-KUŞBURNU:
Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Kabızlık için de çare... Yorgunluk ve halsizlik için öneriliyor. Kan yapıcı ve tansiyon düzenleyici özelliği ile mutfaktan eksik edilmemeli.
8-MAYDANOZ:
Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor...
9-MEYAN KÖKÜ:
Balgam söktürücü özelliği olan bu bitki mide ülseri tedavisinde kullanılır. Böbreküstü bezlerini çalıştırdığı gibi kramp girmelerinde de çözücü etkisi vardır. Ayrıca iyi bir kabızlık gidericidir.
10-NAR:
Narda bol miktarda antioksidan, C vitamini, demir ve potasyum var. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, iki kadeh kırmızı şarap ve 10 bardak yeşil çay ile aynı seviyede. Üstelik, bu özellikleri sayesinde kalbi ilaç gibi koruyor.
11-SEMİZ OTU:
Uzmanlar, Parkinson tedavisinde hastalarına mutlaka semiz otu salatası yemelerini öneriyor. Zihin yorgunluğu, sinirlilik ve uykusuzluğa iyi gelir. Kanı temizleyici özelliği vardır...
12-PELİN OTU:
Mideniz ile sorun yaşıyorsanız, gastrit derdiniz varsa pelin otu birebir... Bu bitki sindirim zor besinlerin hazmını kolaylaştırıyor. Tonik etkisiyle de kan dolaşımını artırarak, vücuda zindelik veriyor. Bir önemli özelliği ise vücuda sürüldüğünde haşereleri uzaklaştırması...
13-SOĞAN:
Mümkün olduğu kadar çiğ tüketin. Zira çiğ tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılır.
14-ZERDEÇAL:
Zerdeçal en etkin ve en yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir. üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit ve sinüzit tedavisinde kullanılır. Kansere karşı etkilidir. Beyni güçlü tutarak, alzheimerı önler.
15-ZEYTİN:
Özellikle zeytinin yağı mucize kaynağı olarak görülür. Vücudun ihtiyaç duyduğu omega 6 yağ asidine sahiptir. Hücre yenileyici özelliği ile cildi besleyip, güçlendirir... Zeytin ve zeytinyağı asla mutfaktan eksik edilmemeli, bolca tüketilmeli.
18 Şubat 2013 Pazartesi
kalsiyum için yumurta kabuğu
kalsiyum için yumurta kabuğu
Prof. Mikhail Tombak
İyileşmeyecek Hastalık Yoktur
Kalsiyumun baş düşmanı şeker
Kalsiyum eksikliğinin en önemli nedeni şeker ve şeker içeren gıdaların fazla miktarlarda tüketilmesidir. Şeker sentetik bir gıdadır ve sindirilmesi sırasında vücudumuzda pek çok zehirli asit oluşur. Çoğunlukla kalsiyum içeren büyük miktarlarda mineral tuzları bu asitleri etkisiz hale getirmek için kullanılır. Bu tuzlar, yoğunlukla bulundukları kemiklerimizden ve dişlerimizden alınır.
Tatlıya karşı çok küçük yaşlardan itibaren düşkünlük geliştiririz. Yetişkinler bile sağlığımıza zarar vermeksizin tüketilebilecek tatlı miktarının yüzlerce katını tüketir her gün. Çocukların dişlerinin neden çürüdüğünün, yetişkinlerin neden diş eti hastalıklarına yakalandığının, yaşlılarınsa kemiklerinin neden gravyer peyniri gibi delik-deşik olduğunun sebebi ortadadır.
O halde, osteoporoz genetik bir hastalık mıdır? Bu soruya cevabım hayır olurdu. Saydığım hastalıklara neden olan şey, kuşaklar boyunca birbirimize aktardığımız kötü beslenme alışkanlıklarıdır.
Sonuç olarak, osteoporozun ana nedenlerinden biri tatlılara olan aşırı düşkünlüğümüzdür. Ebeveynlerin “Çocuğumdan bir şekerlemeyi nasıl esirgeyebilirim? Çocukluk çağı tatlı olmalıdır” dediklerini duyarım sık sık. Onlara sağlıklı ve mutlu bir çocukluğu ne şekilde sağlayabilecekleri konusunda daha fazla kafa yormalarını tavsiye ederim. Çocuklar tatlı yiyerek sürdükleri küçük sefaların bedelini, ileride yıllarca sürecek kemik ve omurga ağrıları çekerek ödemek zorunda kalabilirler.
Güncel araştırmalar kalsiyumun vücut tarafından özümsenmesinin üç ana prensibini keşfetti:
Kalsiyum, yağların aşırı veya yetersiz olması halinde vücuttan atılmaktadır.
Fosfor veya magnezyumun vücutta aşırı veya yetersiz miktarda olması kalsiyumun özümsenmesini olumsuz etkilemektedir.
Yiyeceklerin içerdiği D vitamini miktarı kalsiyumun özümsenmesi açısından önemlidir.
Bu keşifler, pastörize ya da kaynatılmış süt içen insanların, vücutlarına neden sandıkları ölçüde kalsiyum girmediğini açıklıyor.
Yumurta kabuğu çöp değildir.
Yumurta kabuğu, yüzde doksanı kemiklerimiz tarafından özümsenebilen ideal bir kalsiyum kaynağıdır. Kalsiyum karbonatın yanı sıra, vücudumuz için yaşamsal olan bütün mikroelementleri içerir. Bakır, flor, demir, manganez, molibden, sülfür, silisyum ve çinkoyla birlikte toplam 27 elemente sahiptir. Yumurta kabuğunun bileşimi kemiklerimizin ve dişlerimizin bileşimine çok benzer. Yumurta kabuğu tedavisinin insan vücudu üzerindeki etkilerini inceleyen Alman ve Macar araştırmacılar, tedavinin hem yetişkinlerde hem de çocuklarda tırnak ve saç kırılmalarına, dişeti kanamalarına, pekliğe, aşırı duyarlılık reaksiyonuna, uykusuzluğa, kronik soğuk algınlıklarına ve astıma karşı olumlu etki yaptığı sonucuna varmıştır. Yumurta kabuğu tedavisi kemikleri ve dokuları güçlendirmenin yanı sıra, vücutta bulunan radyoaktif elementlerin atılmasını da sağlar.
Bir adet yumurtanın kabuğunu kaynar suya koyarak beş dakika kaynatın ve kurumaya bırakın. Kuruyan kabukları kahve değirmeninde öğütün. Günde yarım ila bir gram alın. Osteoporozdan korunmak için öğüttüğünüz yumurta kabuğunu yarım limonun suyuna ekleyerek içebilir ya da tahıllara ekleyerek tüketebilirsiniz. Bu tedaviyi yılda iki kez, ocak ve kasımda birer ay süreyle uygulayın
Prof. Mikhail Tombak
İyileşmeyecek Hastalık Yoktur
Kalsiyumun baş düşmanı şeker
Kalsiyum eksikliğinin en önemli nedeni şeker ve şeker içeren gıdaların fazla miktarlarda tüketilmesidir. Şeker sentetik bir gıdadır ve sindirilmesi sırasında vücudumuzda pek çok zehirli asit oluşur. Çoğunlukla kalsiyum içeren büyük miktarlarda mineral tuzları bu asitleri etkisiz hale getirmek için kullanılır. Bu tuzlar, yoğunlukla bulundukları kemiklerimizden ve dişlerimizden alınır.
Tatlıya karşı çok küçük yaşlardan itibaren düşkünlük geliştiririz. Yetişkinler bile sağlığımıza zarar vermeksizin tüketilebilecek tatlı miktarının yüzlerce katını tüketir her gün. Çocukların dişlerinin neden çürüdüğünün, yetişkinlerin neden diş eti hastalıklarına yakalandığının, yaşlılarınsa kemiklerinin neden gravyer peyniri gibi delik-deşik olduğunun sebebi ortadadır.
O halde, osteoporoz genetik bir hastalık mıdır? Bu soruya cevabım hayır olurdu. Saydığım hastalıklara neden olan şey, kuşaklar boyunca birbirimize aktardığımız kötü beslenme alışkanlıklarıdır.
Sonuç olarak, osteoporozun ana nedenlerinden biri tatlılara olan aşırı düşkünlüğümüzdür. Ebeveynlerin “Çocuğumdan bir şekerlemeyi nasıl esirgeyebilirim? Çocukluk çağı tatlı olmalıdır” dediklerini duyarım sık sık. Onlara sağlıklı ve mutlu bir çocukluğu ne şekilde sağlayabilecekleri konusunda daha fazla kafa yormalarını tavsiye ederim. Çocuklar tatlı yiyerek sürdükleri küçük sefaların bedelini, ileride yıllarca sürecek kemik ve omurga ağrıları çekerek ödemek zorunda kalabilirler.
Güncel araştırmalar kalsiyumun vücut tarafından özümsenmesinin üç ana prensibini keşfetti:
Kalsiyum, yağların aşırı veya yetersiz olması halinde vücuttan atılmaktadır.
Fosfor veya magnezyumun vücutta aşırı veya yetersiz miktarda olması kalsiyumun özümsenmesini olumsuz etkilemektedir.
Yiyeceklerin içerdiği D vitamini miktarı kalsiyumun özümsenmesi açısından önemlidir.
Bu keşifler, pastörize ya da kaynatılmış süt içen insanların, vücutlarına neden sandıkları ölçüde kalsiyum girmediğini açıklıyor.
Yumurta kabuğu çöp değildir.
Yumurta kabuğu, yüzde doksanı kemiklerimiz tarafından özümsenebilen ideal bir kalsiyum kaynağıdır. Kalsiyum karbonatın yanı sıra, vücudumuz için yaşamsal olan bütün mikroelementleri içerir. Bakır, flor, demir, manganez, molibden, sülfür, silisyum ve çinkoyla birlikte toplam 27 elemente sahiptir. Yumurta kabuğunun bileşimi kemiklerimizin ve dişlerimizin bileşimine çok benzer. Yumurta kabuğu tedavisinin insan vücudu üzerindeki etkilerini inceleyen Alman ve Macar araştırmacılar, tedavinin hem yetişkinlerde hem de çocuklarda tırnak ve saç kırılmalarına, dişeti kanamalarına, pekliğe, aşırı duyarlılık reaksiyonuna, uykusuzluğa, kronik soğuk algınlıklarına ve astıma karşı olumlu etki yaptığı sonucuna varmıştır. Yumurta kabuğu tedavisi kemikleri ve dokuları güçlendirmenin yanı sıra, vücutta bulunan radyoaktif elementlerin atılmasını da sağlar.
Bir adet yumurtanın kabuğunu kaynar suya koyarak beş dakika kaynatın ve kurumaya bırakın. Kuruyan kabukları kahve değirmeninde öğütün. Günde yarım ila bir gram alın. Osteoporozdan korunmak için öğüttüğünüz yumurta kabuğunu yarım limonun suyuna ekleyerek içebilir ya da tahıllara ekleyerek tüketebilirsiniz. Bu tedaviyi yılda iki kez, ocak ve kasımda birer ay süreyle uygulayın
Ayva
Uzmanlar, özellikle kış aylarında sıkça görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarının önüne geçilebilmesi için ayva suyunun içilmesini öneriyor.
Ayva suyu yüksek mineral ve bol vitamin içeriği ile birçok hastalığa karşı koruma sağlıyor. Uzmanlar, özellikle kış aylarında ortaya çıkan öksürük, anjin, bronşit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde ayva suyu içilmesini tavsiye ediyor. Ayva suyu içeriğindeki C vitamini, kalsiyum, demir, protein ve karbonhidratlar ile birçok hastalığa karşı kalkan görevi görüyor. Kış aylarında sıklıkla karşılaşılan bronşit, anjin, öksürük gibi rahatsızlıklarda ayva suyu desteği ile tedavi süreci hızlanabiliyor. Uzmanlar üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde ayva ve ayva suyunu öneriyor.
Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, soğuk havalarda görülen öksürük, anjin, bronşit gibi hastalıkların tedavisinde ayva suyunun kullanılabileceğine dikkat çekiyor. Ayva suyunun pek çok faydalı özelliği bulunduğunu belirten İnanç, "Soğukların artmasıyla birlikte üst solunum yolu enfeksiyonlarında önemli bir artış gözleniyor. Vitamin açısından güçlü meyve suları bu hastalıkların yayılmasını engellerken, özellikle ayva suyu yoğun C vitamini içermesi ile tedavi sürecinde etkili oluyor. Ayrıca antiseptik özelliği bulunan malikasit ihtiva etmesi sayesinde enfeksiyonel hastalıklardan koruyor." ifadelerini kullanıyor.
Ayva suyunun, kış hastalıklarının yanı sıra içeriğindeki vitamin ve mineralin kalp ve damar hastalıkları, ishal problemleri ve hazımsızlık sorunlarının tedavisinde de etkili olabileceğini belirtiliyor.
17 Şubat 2013 Pazar
HAVUÇ
HAVUÇ
Havucun mucizevi faydaları
Havucun faydaları o kadar çoktur ki saymakla bitiremeyiz.
Kış aylarının şifa deposu sebzelerinden havucun yararı o kadar çok ki, Neredeyse tüm bağırsak problemlerine çare olan havuç, Özellikle suyunu tüketmemiz gereken havuç bakın daha nelere deva oluyor
Havuç en az 20 fayda sağlıyor!
Kış aylarının şifa deposu sebzelerinden havucun yararı o kadar çok ki, hemen hemen her gün tüketmek gerekiyor. Neredeyse tüm bağırsak problemlerine çare olan havuç, kalbi korumaktan gücü arttırmaya kadar daha birçok fayda sağlıyor.
Özellikle suyunu tüketmemiz gereken havuç bakın daha nelere deva oluyor!
Bağırsak iltihaplarını ve böbrek ağrılarını giderir
Bağırsak kurtlarını düşürmeye yardmıcı olur.
İdrar ve gaz söktürücüdür.
Kabızlığı giderir, ishali keser
Bağırsakları çalıştırarak sindirime yardımcı olur.
Kandaki kolesterol oranını düşürür.
Kalbe, gözlere ve vücuda kuvvet verir.
Öksürüğü kesmeye yardımcı olur.
Kalp hastalıkları ve damar sertliğine faydalıdır.
Kalp krizi ve felç riskini azaltır
Vücuttaki zararlı maddeleri uzaklaştırarak kanı temizler.
Bitkinliğe ve kansızlığa iyi gelir.
Kansere karşı koruyucudur.
Diş etlerini güçlendirir.
Romatizma ve gut hastalığına iyi gelir.
Karaciğer fonksiyonlarının korunmasında, sindirim sistemi üzerinde oldukça etkilidir.
Düşük kalorili ve besleyicidir. Zayıflamada ve kilo korumada etkili rol oynar.
Cilt hastalıklarına karşı yararlıdır. Cilde tazelik ve canlılık verir.
İçerdiği antioksidanlarla yaşlanmayı yavaşlatır.
Havucun mucizevi faydaları
Havucun faydaları o kadar çoktur ki saymakla bitiremeyiz.
Kış aylarının şifa deposu sebzelerinden havucun yararı o kadar çok ki, Neredeyse tüm bağırsak problemlerine çare olan havuç, Özellikle suyunu tüketmemiz gereken havuç bakın daha nelere deva oluyor
Havuç en az 20 fayda sağlıyor!
Kış aylarının şifa deposu sebzelerinden havucun yararı o kadar çok ki, hemen hemen her gün tüketmek gerekiyor. Neredeyse tüm bağırsak problemlerine çare olan havuç, kalbi korumaktan gücü arttırmaya kadar daha birçok fayda sağlıyor.
Özellikle suyunu tüketmemiz gereken havuç bakın daha nelere deva oluyor!
Bağırsak iltihaplarını ve böbrek ağrılarını giderir
Bağırsak kurtlarını düşürmeye yardmıcı olur.
İdrar ve gaz söktürücüdür.
Kabızlığı giderir, ishali keser
Bağırsakları çalıştırarak sindirime yardımcı olur.
Kandaki kolesterol oranını düşürür.
Kalbe, gözlere ve vücuda kuvvet verir.
Öksürüğü kesmeye yardımcı olur.
Kalp hastalıkları ve damar sertliğine faydalıdır.
Kalp krizi ve felç riskini azaltır
Vücuttaki zararlı maddeleri uzaklaştırarak kanı temizler.
Bitkinliğe ve kansızlığa iyi gelir.
Kansere karşı koruyucudur.
Diş etlerini güçlendirir.
Romatizma ve gut hastalığına iyi gelir.
Karaciğer fonksiyonlarının korunmasında, sindirim sistemi üzerinde oldukça etkilidir.
Düşük kalorili ve besleyicidir. Zayıflamada ve kilo korumada etkili rol oynar.
Cilt hastalıklarına karşı yararlıdır. Cilde tazelik ve canlılık verir.
İçerdiği antioksidanlarla yaşlanmayı yavaşlatır.
16 Şubat 2013 Cumartesi
A VİTAMİNİ
A VİTAMİNİ
A Vitamini (diğer adıyla retinol), bağışıklık sistemi, kemik gelişimi gibi pek çok fonksiyonda görev alan önemli bir vitamindir. Bu bölüm, A vitamininin yararları, görevleri ve bulunduğu besinler, A vitamini eksikliği ve fazlalığı gibi konularda bilgiler içermektedir.
A Vitamininin Yararları: A Vitamini, vücut dokularının ve cildin sağlıklı olmasını ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Sağlıklı bir kemik yapısı için de gereklidir. A vitamini, Antioksidan olarak faaliyet yaparak hücreleri kansere ve diğer hastalıklara karşı korur, yaşlanma sürecini yavaşlatır, yağ depolanmasına yardımcı olur. A vitamininin vücut açısından diğer bir önemi de, proteinlerin A vitamini olmadan kullanılamamasıdır. Ayrıca, görme duyusu için de faydalıdır. Özellikle, anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimi için hamilelerin yeterli miktarda A vitamini alması gerekir.
A Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur? Hayvansal gıdalarda daha bol bulunur. Başta balıkyağı ve karaciğer olmak üzere, böbrek, süt, yumurta sarısı, buğday, havuç, mantar, baklagiller, fıstık, ceviz ve domates A Vitamini içeren besinler arasındadır.
A Vitamini Eksikliği: Normal şartlarda Eksikliği fazla görülmemekle birlikte, yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu ortaya çıkabileceği gibi,alkol kullanımı, bazı ilaçlar ve E vitamini eksikliği A Vitamininin emilimini azaltarak A Vitamini Eksikliğine neden olabilir. Eksikliğinde, sık ve kolay hastalanma, cilt kuruluğu, saçlarda kepek, ağızda yara, gece körlüğü, halsizlik, iştahsızlık, diş eti hastalıkları gibi sağlık sorunları görülür. Ayrıca, özellikle çocuklarda kilo alamama ve boyun uzamaması yetersiz A vitamini alındığının işareti olabilir.
A Vitaminin Fazlalığı: baş ağrısı, yorgunluk, uyku kalitesinin bozulması, mide bulantısı, kusma, kaşıntı, ishal, düzensiz adet görme, eklem ve kemik ağrıları, cilt kuruluğu ve saç dökülmesine sebep olabilir. Ayrıca hamile kadınlarda, riskli doğum oranının artmasına neden olabilir. Bu nedenle gebelikte, A vitamini kullanmadan önce doktora danışmak gerekir.
Günlük A Vitamini İhtiyacı: Yetişkin Erkeklerde 1000, kadınlarda 800 mg. kadardır. Kadınların gebelikte A Vitamini ihtiyacı artar. Gebelikte günlük 1000 mg., Emziren annelerin ise 1200 mg. kadar A Vitamini almaları tavsiye edilir.
A Vitamini (diğer adıyla retinol), bağışıklık sistemi, kemik gelişimi gibi pek çok fonksiyonda görev alan önemli bir vitamindir. Bu bölüm, A vitamininin yararları, görevleri ve bulunduğu besinler, A vitamini eksikliği ve fazlalığı gibi konularda bilgiler içermektedir.
A Vitamininin Yararları: A Vitamini, vücut dokularının ve cildin sağlıklı olmasını ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Sağlıklı bir kemik yapısı için de gereklidir. A vitamini, Antioksidan olarak faaliyet yaparak hücreleri kansere ve diğer hastalıklara karşı korur, yaşlanma sürecini yavaşlatır, yağ depolanmasına yardımcı olur. A vitamininin vücut açısından diğer bir önemi de, proteinlerin A vitamini olmadan kullanılamamasıdır. Ayrıca, görme duyusu için de faydalıdır. Özellikle, anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimi için hamilelerin yeterli miktarda A vitamini alması gerekir.
A Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur? Hayvansal gıdalarda daha bol bulunur. Başta balıkyağı ve karaciğer olmak üzere, böbrek, süt, yumurta sarısı, buğday, havuç, mantar, baklagiller, fıstık, ceviz ve domates A Vitamini içeren besinler arasındadır.
A Vitamini Eksikliği: Normal şartlarda Eksikliği fazla görülmemekle birlikte, yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu ortaya çıkabileceği gibi,alkol kullanımı, bazı ilaçlar ve E vitamini eksikliği A Vitamininin emilimini azaltarak A Vitamini Eksikliğine neden olabilir. Eksikliğinde, sık ve kolay hastalanma, cilt kuruluğu, saçlarda kepek, ağızda yara, gece körlüğü, halsizlik, iştahsızlık, diş eti hastalıkları gibi sağlık sorunları görülür. Ayrıca, özellikle çocuklarda kilo alamama ve boyun uzamaması yetersiz A vitamini alındığının işareti olabilir.
A Vitaminin Fazlalığı: baş ağrısı, yorgunluk, uyku kalitesinin bozulması, mide bulantısı, kusma, kaşıntı, ishal, düzensiz adet görme, eklem ve kemik ağrıları, cilt kuruluğu ve saç dökülmesine sebep olabilir. Ayrıca hamile kadınlarda, riskli doğum oranının artmasına neden olabilir. Bu nedenle gebelikte, A vitamini kullanmadan önce doktora danışmak gerekir.
Günlük A Vitamini İhtiyacı: Yetişkin Erkeklerde 1000, kadınlarda 800 mg. kadardır. Kadınların gebelikte A Vitamini ihtiyacı artar. Gebelikte günlük 1000 mg., Emziren annelerin ise 1200 mg. kadar A Vitamini almaları tavsiye edilir.
15 Şubat 2013 Cuma
Sirkenin Faydaları Saymakla Bitmiyor
Sirkenin Faydaları Saymakla Bitmiyor
Sirkeyi sadece salata sosu olarak kullanıyorsanız, çok şey kaybediyorsunuz! Çünkü sirke, soğuk algınlığından, iştahsızlığa, böbrek taşından kansızlığa kadar birçok derde deva olabilir
Belki siz de herkes gibi arada sırada sirkeyi tencerelerinizi ovmak ve kireç tabakalarını yok etmekte kullanıyorsunuz. Hatta büyükanneniz size, saçlarınızı sirkeyle durulamanın en pahalı saç kremlerinden daha iyi parlattığını ya da sivrisinek ısırıklarına iyi geldiğini öğretmiş olabilir.
Fakat, sirkenin faydaları bu kadarla sınırlı değil. Sirke, özellikle de elma sirkesi, sağlığınızın dostu ve en değerli yardımcısıdır. Sayısız faydaları, onu her derde deva yapar ve sirke, bu nitelikleriyle evdeki doğal eczaneniz de hatırı sayılır bir yeri hak eder. Sirke, kil ve magnezyum klorürle beraber sağlığınız için çok etkili bir sinerji yaratır.
ADAÇAYI SİRKESİ
150gr. adaçayı l 1 lt. sirke Adaçayını sirkenin içine ekleyip bir ay boyunca dinlendirin. Bu sirke diyabete, hormonal sorunlara, yorgunluğa, aşırı terlemeye, mide ağrılarına, depresyona ve sıcak basmasına karşı bire birdir.
ON AROMALI SİRKE
Salatanızı tatlandırmak için kullanılabile-ceğiniz gibi sağlığınıza da çok iyi gelecektir. Bu karışımı üç hafta demlenmeye bırakın. Sonrasında salatanızı çeşnilendirmek için normal sirkeyle beraber ufak miktarlarda kullanabilirsiniz
15 gr. kıyılmış sarımsak
10 gr. kıyılmış soğan
30 gr. Pelin otu
15 gr. biberiye
15 gr. sedef otu
15 gr. adaçayı
10 gr. lavanta
8 gr. tarçın
3 gr. muskat
1 lt. beyaz üzüm veya elma sirkesi
Tamago-Su
Samurayların sihirli içeceği
Bu sihirden siz de faydalanmak ister misiniz? Bundan daha kolay bir şey yok. Tek problem, esmer pirinç sirkesi bulmakta. En kuvvetli doğal reçete olarak kabul edilen Tamago-Su veya yumurtalı sirke, aşağıdaki şekilde hazırlanıyor:
- Taze bir yumurtayı esmer pirinç sirkesi dolu bir bardağın içine tamamen batacak şekilde bir hafta bırakın. Sirke, kabuğu dahil tüm yumurtayı tamamen çözüp eritecektir. Geriye sadece kabuğu iç taraftan saran zar kalacaktır.
GRİBE KARŞI SİRKE
Sirke eski zamanlarda vebadan korunmak amacıyla kullanılırmış. Veba salgını sırasında cepte bulundurulacak bir şişe sedefotu sirkesini ara sıra koklamak vebadan koruduğu gibi hastaları da tedavi edermiş. Aynı zamanda hasta ile tedavi eden kişi arasında bulunan ateşe bir miktar sedef otu sirkesi damlatılırmış.
2 lt. kuvvetli bir beyaz veya kırmızı üzüm sirkesi
1 avuç deniz tuzu
1 avuç ardıç üzümü
1 avuç sedefotu yaprağı
3 baş sarımsak (ufak doğranmış)
30 gr. dövülmüş karanfil
45 gr. doğranmış melekotu kökü
Özellikleri Bu karışımı kalın camlı bir damacananın içine boşaltın. En az 15 gün güneşte dinlenmeye bırakın. Sonra süzün. İstenirse içine, lezzetlendirici ve gazı yok edici olarak ahududu veya mürver çiçeği eklenebilir. Bu sirke, grip vs. salgınında çok etkilidir. Sabahları bir yudum içilmeli, arada sırada ellere sürülmeli ve buruna çekilmelidir.
Hastalık hissedildiği anda çabucak iki yemek kaşığı içilmeli, sonra ılıtılarak ağrıyan yerlere kompres yapılmalıdır. Bu kompresi dört saatte bir değiştirin ve değiştirdiğiniz kompresi ateşte yakın ki içine çektiği zehir yok olsun.
İşte mükemmel bir dezenfektan olan karışım. Sirkeyi aşağıda listesi olan malzemeler ile karıştırıp en az on gün bekletin, sonra da süzün:
-40 gr. acı Pelin otu
- 40 gr. Pelin otu
-40 gr. karabiberli nane
-40 gr. biberiye
- 40 gr. Sedefotu
- 40 gr. adaçayı
- 40 gr. lavanta
- 30 gr. küçük hindistan cevizi,
30 gr. eğir
30 gr. tarçın
30 gr. kane karanfil
30 gr. sarımsak
2.5 lt. beyaz şarap veya elma sirkesi.
Diğer taraftan 10 gr. kafur bitkisini asetik asit içinde eritip, sıvıyı yukarıdaki karışımı süzmeden birkaç saat önce içine ekliyoruz. Oluşan sıvıyı ağzı tamamen kapalı, hava almayacak bir şekilde şişelerde saklıyoruz.
Özellikleri
Boğaz ağrısına, bademcik şişmesine, gribe, nezleye, öksürüğe ve tüm bulaşıcı hastalıklara karşı aç karına bir tatlı kaşığı içilir. Tuzlu sıcak kaynar suya karıştırılıp gargara yapılır veya solunursa, kor haldeki kömürün üzerine dökülürse veya sıcak metal plakanın üzerine serpilirse bulunduğu odanın havası dezenfekte ederek, antiseptik özelliğini gösterir.
BAL SİRKESİ
Hazırlaması keyifli başka bir sirke tarifi: -İki litre kaynar suyu bir kilo balın üzerine dökün. Bal iyice eriyinceye kadar karıştırın. Mayalanmayı hızlandırmak için karışıma bir bardak taze meyve suyu eklerseniz, sonuç çok daha iyi olacaktır.
-Bir çorba kaşığı ılık suyun içinde bir miktar mayayı karıştırın.
-Bu mayayı ballı suyun üzerine koyacağınız bir dilim ekmek içi üzerine yayın.
-Kabın üzerini bir tülbentle örtüp, on beş gün kadar dinlendirin.
-Ardından üzerindeki ekmek dilimini alıp, köpüğü temizleyin ve süzün.
-Elde ettiğiniz sıvıyı üzerine tülbent örtülü olarak açık havada sirkeleşinceye kadar yaklaşık bir ay boyunca dinlenmeye bırakın.
FRAMBUAZ SİRKESİ
Nefis ve hazırlaması çok kolaydır. Tek zorluğu bol miktarda frambuaz gerekmesidir.
- İki litre suyu dört bardak taze frambuazın üzerine döküp bir gece boyunca bekletin. Ardından süzüp posasını atın.
- Aynı işlemi bir önceki adımda elde ettiğiniz sıvı ve yine dört bardak frambuazla tekrarlayın ve bütün bir gece bekletin. Bu işlemi, toplamda beş defa tekrarlamak gerekiyor. -Elde edilen frambuaz suyuna 500 gr. rafine edilmemiş şeker ilave edin. Üzerine tülbent örtüp, sıvıyı yaklaşık 25 derecede iki ay boyunca bekletin. Son olarak süzün.
HER DERDE DEVA ALKOLİZM / SARHOŞLUK
Eski bir tarife göre, her yarım saatte bir, bir tatlı kaşığı sirke bir miktar sıcak suyla seyreltilip içirilir.
MİKROP ÖLDÜRÜCÜ
Tüm sirkeler salmonella, streptokok gibi bakterileri tek bir temasla öldürebilecek kadar güçlüdür. Bu nedenle bazı Amerikan hastaneleri hastane bakterileriyle savaşırken kullandıkları diğer dezenfektan ürünlerin yerine sirke kullanmaya başlamışlardır. Aynı zamanda buğulama, kompres, lavman ve diğer yöntemlerle uygulanan 'Dört Hırsız Sirkesi'nin dahili ve harici kullanılabileceği belirtilmektedir
İŞTAH AÇICI
Sirke içeceği (su, sirke ve bal karışımı) iştah açıcı ve hazmı düzenleyicidir. İştahsız insanlar, ana öğünlerden yarım saat önce bu içeceği içmelidirler.
BÖBREK TAŞI
Sütlü ürün (süt, peynir) tüketiminizi azaltmanız gereklidir. Bolca az mineralli (yumuşak) su için. ayrıca günde iki-üç defa bir çorba kaşığı elma sirkesini ılık suyla karıştırıp için.
ASTIM ve SOLUNUM HASTALIKLARI
Tüm vakalarda bal (doğal, işlenmemiş ve ısıtılmamış olmalı) ve elma sirkesi karışımı iyi sonuç vermektedir. Buğday balı daha etkili olabilmektedir. -Bir kaşık sirke bir kaşık balla karıştırılıp ılık suya eklenir. Günde 3-4 defa içilir. ABD'de sıklıkla uygulanan yöntemde, bir mendil veya tülbent sirkeye batırılıp, bileklerin iç tarafına yerleştirilir ve bir bantla sabitlenir.
BRONŞİT
En iyi sonucu mürver meyvesi sirkesi veriyor gibi görünse de normal sirke de iyi sonuçlar vermektedir. Ballı sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı sirke eklenir, ihtiyaca göre günde üç kez veya daha fazla tüketilir.
BULAŞICI HASTALIKLAR
-Bir tatlı kaşığı saf sirkeyi (sirke özü) aynı miktarda balla karıştırıp gün içinde iki defa çiğnemek sizi salgınlardan koruyacaktır. Eğer hastalığa yakalanırsanız bu karışımı günde 3 veya 4 defa çiğneyiniz.
-3 çorba kaşığı 'dört hırsız sirkesi'ni, biraz deniz tuzu eklediğiniz bir kap sıcak suyun içine ekleyin. Bu karışımla gargara yapın.
-Bu sirkeyle evinizi havalandırabilirsiniz. Ayrıca sirkeyi bir mendile emdirerek gün içinde belirli zamanlarda koklayabilirsiniz
KANSIZLIK
Sirke, anemiye karşı bire bir olan demir, B12 vitamini ve folik asidi, vücudun kolayca emebileceği bir formda barındırır. Sirke, çoğunlukla çok asitli olduğundan yan etkilerinden kaçınmak ve en iyi sonucu almak için günde bir defa ılık ballı suyun içine bir tatlı kaşığı elma sirkesi koyup içmek yeterlidir.
ARTERİT (İLTAHAP)
Sirke, arterit gelişimini yavaşlatabildiği gibi acılarını da dindirir. İki günde bir geleneksel sirke içeceği (1 tatlı kaşığı sirke, ılık su, 1 tatlı kaşığı bal karışımı) yeterli olacaktır. Sabırlı olun, sonuçlar genellikle birkaç hafta sonra kendisini gösterir.
AŞIRI KANAMA
Sirkenin kan pıhtısına karşı kanı sulandırıcı özelliği ile bilinmesinin yanı sıra bununla tamamen zıt olarak aşırı kanamayı engelleyici özelliği de bulunur.
-Aşırı adet kanaması veya hemoroit kanamalarına karşı yemeklerden önce ılık ballı suya bir tatlı kaşığı sirke ekleyip içilmesi tavsiye edilir. - Burun kanamasında sirkeye batırılmış tampon uygulamak yeterlidir..
Sirkeyi sadece salata sosu olarak kullanıyorsanız, çok şey kaybediyorsunuz! Çünkü sirke, soğuk algınlığından, iştahsızlığa, böbrek taşından kansızlığa kadar birçok derde deva olabilir
Belki siz de herkes gibi arada sırada sirkeyi tencerelerinizi ovmak ve kireç tabakalarını yok etmekte kullanıyorsunuz. Hatta büyükanneniz size, saçlarınızı sirkeyle durulamanın en pahalı saç kremlerinden daha iyi parlattığını ya da sivrisinek ısırıklarına iyi geldiğini öğretmiş olabilir.
Fakat, sirkenin faydaları bu kadarla sınırlı değil. Sirke, özellikle de elma sirkesi, sağlığınızın dostu ve en değerli yardımcısıdır. Sayısız faydaları, onu her derde deva yapar ve sirke, bu nitelikleriyle evdeki doğal eczaneniz de hatırı sayılır bir yeri hak eder. Sirke, kil ve magnezyum klorürle beraber sağlığınız için çok etkili bir sinerji yaratır.
ADAÇAYI SİRKESİ
150gr. adaçayı l 1 lt. sirke Adaçayını sirkenin içine ekleyip bir ay boyunca dinlendirin. Bu sirke diyabete, hormonal sorunlara, yorgunluğa, aşırı terlemeye, mide ağrılarına, depresyona ve sıcak basmasına karşı bire birdir.
ON AROMALI SİRKE
Salatanızı tatlandırmak için kullanılabile-ceğiniz gibi sağlığınıza da çok iyi gelecektir. Bu karışımı üç hafta demlenmeye bırakın. Sonrasında salatanızı çeşnilendirmek için normal sirkeyle beraber ufak miktarlarda kullanabilirsiniz
15 gr. kıyılmış sarımsak
10 gr. kıyılmış soğan
30 gr. Pelin otu
15 gr. biberiye
15 gr. sedef otu
15 gr. adaçayı
10 gr. lavanta
8 gr. tarçın
3 gr. muskat
1 lt. beyaz üzüm veya elma sirkesi
Tamago-Su
Samurayların sihirli içeceği
Bu sihirden siz de faydalanmak ister misiniz? Bundan daha kolay bir şey yok. Tek problem, esmer pirinç sirkesi bulmakta. En kuvvetli doğal reçete olarak kabul edilen Tamago-Su veya yumurtalı sirke, aşağıdaki şekilde hazırlanıyor:
- Taze bir yumurtayı esmer pirinç sirkesi dolu bir bardağın içine tamamen batacak şekilde bir hafta bırakın. Sirke, kabuğu dahil tüm yumurtayı tamamen çözüp eritecektir. Geriye sadece kabuğu iç taraftan saran zar kalacaktır.
GRİBE KARŞI SİRKE
Sirke eski zamanlarda vebadan korunmak amacıyla kullanılırmış. Veba salgını sırasında cepte bulundurulacak bir şişe sedefotu sirkesini ara sıra koklamak vebadan koruduğu gibi hastaları da tedavi edermiş. Aynı zamanda hasta ile tedavi eden kişi arasında bulunan ateşe bir miktar sedef otu sirkesi damlatılırmış.
2 lt. kuvvetli bir beyaz veya kırmızı üzüm sirkesi
1 avuç deniz tuzu
1 avuç ardıç üzümü
1 avuç sedefotu yaprağı
3 baş sarımsak (ufak doğranmış)
30 gr. dövülmüş karanfil
45 gr. doğranmış melekotu kökü
Özellikleri Bu karışımı kalın camlı bir damacananın içine boşaltın. En az 15 gün güneşte dinlenmeye bırakın. Sonra süzün. İstenirse içine, lezzetlendirici ve gazı yok edici olarak ahududu veya mürver çiçeği eklenebilir. Bu sirke, grip vs. salgınında çok etkilidir. Sabahları bir yudum içilmeli, arada sırada ellere sürülmeli ve buruna çekilmelidir.
Hastalık hissedildiği anda çabucak iki yemek kaşığı içilmeli, sonra ılıtılarak ağrıyan yerlere kompres yapılmalıdır. Bu kompresi dört saatte bir değiştirin ve değiştirdiğiniz kompresi ateşte yakın ki içine çektiği zehir yok olsun.
İşte mükemmel bir dezenfektan olan karışım. Sirkeyi aşağıda listesi olan malzemeler ile karıştırıp en az on gün bekletin, sonra da süzün:
-40 gr. acı Pelin otu
- 40 gr. Pelin otu
-40 gr. karabiberli nane
-40 gr. biberiye
- 40 gr. Sedefotu
- 40 gr. adaçayı
- 40 gr. lavanta
- 30 gr. küçük hindistan cevizi,
30 gr. eğir
30 gr. tarçın
30 gr. kane karanfil
30 gr. sarımsak
2.5 lt. beyaz şarap veya elma sirkesi.
Diğer taraftan 10 gr. kafur bitkisini asetik asit içinde eritip, sıvıyı yukarıdaki karışımı süzmeden birkaç saat önce içine ekliyoruz. Oluşan sıvıyı ağzı tamamen kapalı, hava almayacak bir şekilde şişelerde saklıyoruz.
Özellikleri
Boğaz ağrısına, bademcik şişmesine, gribe, nezleye, öksürüğe ve tüm bulaşıcı hastalıklara karşı aç karına bir tatlı kaşığı içilir. Tuzlu sıcak kaynar suya karıştırılıp gargara yapılır veya solunursa, kor haldeki kömürün üzerine dökülürse veya sıcak metal plakanın üzerine serpilirse bulunduğu odanın havası dezenfekte ederek, antiseptik özelliğini gösterir.
BAL SİRKESİ
Hazırlaması keyifli başka bir sirke tarifi: -İki litre kaynar suyu bir kilo balın üzerine dökün. Bal iyice eriyinceye kadar karıştırın. Mayalanmayı hızlandırmak için karışıma bir bardak taze meyve suyu eklerseniz, sonuç çok daha iyi olacaktır.
-Bir çorba kaşığı ılık suyun içinde bir miktar mayayı karıştırın.
-Bu mayayı ballı suyun üzerine koyacağınız bir dilim ekmek içi üzerine yayın.
-Kabın üzerini bir tülbentle örtüp, on beş gün kadar dinlendirin.
-Ardından üzerindeki ekmek dilimini alıp, köpüğü temizleyin ve süzün.
-Elde ettiğiniz sıvıyı üzerine tülbent örtülü olarak açık havada sirkeleşinceye kadar yaklaşık bir ay boyunca dinlenmeye bırakın.
FRAMBUAZ SİRKESİ
Nefis ve hazırlaması çok kolaydır. Tek zorluğu bol miktarda frambuaz gerekmesidir.
- İki litre suyu dört bardak taze frambuazın üzerine döküp bir gece boyunca bekletin. Ardından süzüp posasını atın.
- Aynı işlemi bir önceki adımda elde ettiğiniz sıvı ve yine dört bardak frambuazla tekrarlayın ve bütün bir gece bekletin. Bu işlemi, toplamda beş defa tekrarlamak gerekiyor. -Elde edilen frambuaz suyuna 500 gr. rafine edilmemiş şeker ilave edin. Üzerine tülbent örtüp, sıvıyı yaklaşık 25 derecede iki ay boyunca bekletin. Son olarak süzün.
HER DERDE DEVA ALKOLİZM / SARHOŞLUK
Eski bir tarife göre, her yarım saatte bir, bir tatlı kaşığı sirke bir miktar sıcak suyla seyreltilip içirilir.
MİKROP ÖLDÜRÜCÜ
Tüm sirkeler salmonella, streptokok gibi bakterileri tek bir temasla öldürebilecek kadar güçlüdür. Bu nedenle bazı Amerikan hastaneleri hastane bakterileriyle savaşırken kullandıkları diğer dezenfektan ürünlerin yerine sirke kullanmaya başlamışlardır. Aynı zamanda buğulama, kompres, lavman ve diğer yöntemlerle uygulanan 'Dört Hırsız Sirkesi'nin dahili ve harici kullanılabileceği belirtilmektedir
İŞTAH AÇICI
Sirke içeceği (su, sirke ve bal karışımı) iştah açıcı ve hazmı düzenleyicidir. İştahsız insanlar, ana öğünlerden yarım saat önce bu içeceği içmelidirler.
BÖBREK TAŞI
Sütlü ürün (süt, peynir) tüketiminizi azaltmanız gereklidir. Bolca az mineralli (yumuşak) su için. ayrıca günde iki-üç defa bir çorba kaşığı elma sirkesini ılık suyla karıştırıp için.
ASTIM ve SOLUNUM HASTALIKLARI
Tüm vakalarda bal (doğal, işlenmemiş ve ısıtılmamış olmalı) ve elma sirkesi karışımı iyi sonuç vermektedir. Buğday balı daha etkili olabilmektedir. -Bir kaşık sirke bir kaşık balla karıştırılıp ılık suya eklenir. Günde 3-4 defa içilir. ABD'de sıklıkla uygulanan yöntemde, bir mendil veya tülbent sirkeye batırılıp, bileklerin iç tarafına yerleştirilir ve bir bantla sabitlenir.
BRONŞİT
En iyi sonucu mürver meyvesi sirkesi veriyor gibi görünse de normal sirke de iyi sonuçlar vermektedir. Ballı sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı sirke eklenir, ihtiyaca göre günde üç kez veya daha fazla tüketilir.
BULAŞICI HASTALIKLAR
-Bir tatlı kaşığı saf sirkeyi (sirke özü) aynı miktarda balla karıştırıp gün içinde iki defa çiğnemek sizi salgınlardan koruyacaktır. Eğer hastalığa yakalanırsanız bu karışımı günde 3 veya 4 defa çiğneyiniz.
-3 çorba kaşığı 'dört hırsız sirkesi'ni, biraz deniz tuzu eklediğiniz bir kap sıcak suyun içine ekleyin. Bu karışımla gargara yapın.
-Bu sirkeyle evinizi havalandırabilirsiniz. Ayrıca sirkeyi bir mendile emdirerek gün içinde belirli zamanlarda koklayabilirsiniz
KANSIZLIK
Sirke, anemiye karşı bire bir olan demir, B12 vitamini ve folik asidi, vücudun kolayca emebileceği bir formda barındırır. Sirke, çoğunlukla çok asitli olduğundan yan etkilerinden kaçınmak ve en iyi sonucu almak için günde bir defa ılık ballı suyun içine bir tatlı kaşığı elma sirkesi koyup içmek yeterlidir.
ARTERİT (İLTAHAP)
Sirke, arterit gelişimini yavaşlatabildiği gibi acılarını da dindirir. İki günde bir geleneksel sirke içeceği (1 tatlı kaşığı sirke, ılık su, 1 tatlı kaşığı bal karışımı) yeterli olacaktır. Sabırlı olun, sonuçlar genellikle birkaç hafta sonra kendisini gösterir.
AŞIRI KANAMA
Sirkenin kan pıhtısına karşı kanı sulandırıcı özelliği ile bilinmesinin yanı sıra bununla tamamen zıt olarak aşırı kanamayı engelleyici özelliği de bulunur.
-Aşırı adet kanaması veya hemoroit kanamalarına karşı yemeklerden önce ılık ballı suya bir tatlı kaşığı sirke ekleyip içilmesi tavsiye edilir. - Burun kanamasında sirkeye batırılmış tampon uygulamak yeterlidir..
Kolestrol 300 milyar bir dolarlık yalan mı?
'Kolestrol 300 milyar bir dolarlık yalan mı?'
Dünyaca ünlü kolesterol uzmanı Philippe Even, "kötü kolesterol"ün ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan olduğunu iddia etti. İlaç şirketlerinin son 15 yılda "kolesterol yalan"ı ile 300 milyar dolar kazandığı belirtildi.
"Kolesterol sanıldığı gibi öldürücü değil, damarları tıkamıyor", "Kötü kolesterol ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan".
Bu ifadeler Fransa ve dünyanın en ünlü kolesterol uzmanlarından biri olarak gösterilen Profesör Philippe Even'e ait.
Even'in, 21 Şubat'ta Fransa'da piyasaya çıkacak "Kolesterol Hakkında Gerçek" adlı kitabı daha şimdiden büyük tartışma ve şaşkınlık yaratmış durumda.
Zira Even, kitabında, kolesterolün kesinlikle sanıldığı gibi insan sağlığı için zararlı olmadığını, damarları tıkamadığını, kalıtsal ve aşırı olanları dışındakilerin ölüme yol açmadığını tam tersine vücüt için kesinlikle gerekli olduğunu savunuyor.
'KÖTÜ KOLESTEROL' KAVRAMI YOK
Fransız profesör kötü kolesterol diye bir kavramın olmadığını da söylüyor. Profesör Even'e göre, kötü kolesterol ilaç endüstrisinin yarattığı bir yalandan başka bir şey değil.
Profesör Even kolesterol düşürücü olarak kullanılan ve statin olarak tanınan hapların da vücüt için yaşamsal öneme sahip olan kolesterol üretimini engellediğini ve bu nedenle yüksek dozda alınması halinde bünye için olumsuz sonuçlara yol açacağını belirtiyor.
'İLAÇ ŞİRKETLERİ İÇİN ÇALIŞIYORLAR'
Dev ilaç firmaları ve laboratuarları kolesterol konusunda yalan söylemekle suçlayan Profesör Even, kolesterol düşürücü ilaçlar sayesinde ilaç endüstrisinin son 15 yılda 300 milyar dolar kazandığını söylüyor. Fransız uzman, kolesterolün zararları üzerine bilimsel makalelere imza atan bilim insanlarının da "ilaç endüstrisi hesabına çalıştıklarını" iddia ediyor.
'BU ADAM YA ÇILGIN YA DA...'
Profesör Even'in ifadelerini bu haftaki sayısında kapağına taşıyan Fransız Le Nouvel Observateur dergisi, konu hakkında "Bu adam ya bir çılgın ya da tüm ilaç tarihinin en büyük teşhis hatasıyla karşı karşıyayız" yorumunda bulundu.
Geçmişte Fransa'nın en ünlü tıp fakültesi olarak bilinen Necker'de yıllar boyu dekanlık yapmış olan Profesör Even, şu anda Necker Tıp Enstitüsü'nü yönetiyor.
'KOLESTEROL ŞÜPHECİLERİ'
Kolesterolün sağlığa zararlı olmadığı tezi sadece Profesör Even'e tarafından değil dünya genelinde ilaç endüstrisinden bağımsız çalışan çok sayıda bilim insanı tarafından savunuluyor. Bu bilim insanları 2002 yılında "Kolesterol Şüphecileri" (Thincs) adı altında dünya genelinde bir şebeke oluşturmuştu.
Dünyaca ünlü kolesterol uzmanı Philippe Even, "kötü kolesterol"ün ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan olduğunu iddia etti. İlaç şirketlerinin son 15 yılda "kolesterol yalan"ı ile 300 milyar dolar kazandığı belirtildi.
"Kolesterol sanıldığı gibi öldürücü değil, damarları tıkamıyor", "Kötü kolesterol ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan".
Bu ifadeler Fransa ve dünyanın en ünlü kolesterol uzmanlarından biri olarak gösterilen Profesör Philippe Even'e ait.
Even'in, 21 Şubat'ta Fransa'da piyasaya çıkacak "Kolesterol Hakkında Gerçek" adlı kitabı daha şimdiden büyük tartışma ve şaşkınlık yaratmış durumda.
Zira Even, kitabında, kolesterolün kesinlikle sanıldığı gibi insan sağlığı için zararlı olmadığını, damarları tıkamadığını, kalıtsal ve aşırı olanları dışındakilerin ölüme yol açmadığını tam tersine vücüt için kesinlikle gerekli olduğunu savunuyor.
'KÖTÜ KOLESTEROL' KAVRAMI YOK
Fransız profesör kötü kolesterol diye bir kavramın olmadığını da söylüyor. Profesör Even'e göre, kötü kolesterol ilaç endüstrisinin yarattığı bir yalandan başka bir şey değil.
Profesör Even kolesterol düşürücü olarak kullanılan ve statin olarak tanınan hapların da vücüt için yaşamsal öneme sahip olan kolesterol üretimini engellediğini ve bu nedenle yüksek dozda alınması halinde bünye için olumsuz sonuçlara yol açacağını belirtiyor.
'İLAÇ ŞİRKETLERİ İÇİN ÇALIŞIYORLAR'
Dev ilaç firmaları ve laboratuarları kolesterol konusunda yalan söylemekle suçlayan Profesör Even, kolesterol düşürücü ilaçlar sayesinde ilaç endüstrisinin son 15 yılda 300 milyar dolar kazandığını söylüyor. Fransız uzman, kolesterolün zararları üzerine bilimsel makalelere imza atan bilim insanlarının da "ilaç endüstrisi hesabına çalıştıklarını" iddia ediyor.
'BU ADAM YA ÇILGIN YA DA...'
Profesör Even'in ifadelerini bu haftaki sayısında kapağına taşıyan Fransız Le Nouvel Observateur dergisi, konu hakkında "Bu adam ya bir çılgın ya da tüm ilaç tarihinin en büyük teşhis hatasıyla karşı karşıyayız" yorumunda bulundu.
Geçmişte Fransa'nın en ünlü tıp fakültesi olarak bilinen Necker'de yıllar boyu dekanlık yapmış olan Profesör Even, şu anda Necker Tıp Enstitüsü'nü yönetiyor.
'KOLESTEROL ŞÜPHECİLERİ'
Kolesterolün sağlığa zararlı olmadığı tezi sadece Profesör Even'e tarafından değil dünya genelinde ilaç endüstrisinden bağımsız çalışan çok sayıda bilim insanı tarafından savunuluyor. Bu bilim insanları 2002 yılında "Kolesterol Şüphecileri" (Thincs) adı altında dünya genelinde bir şebeke oluşturmuştu.
Karbonatla lekesiz bir cilde kavuşun!
Karbonatla lekesiz bir cilde kavuşun!
Lezzetli kek ve poğaçaların vazgeçilmezi karbonat, cilt bakımında da mucizeler yaratıyor. Mutfağınızdan bir paket karbonatı alın ve pürüzsüz bir tene kavuşmaya hazırlanın.
-Bir çay kaşığı maya, bir çay kaşığı karbonatı 10 damla su ile ıslatın. Karışımı sürün, 15 dakika sonra yıkayın. Maya gözeneklerinizi temizlerken, karbonat da lekelerden kurtulmanıza yardımcı olur.
-Peeling yapmayı karbonatlı reçeteyle deneyebilirsiniz.
Bir tatlı kaşığı süzme yoğurt,yarım çay kaşığı kabonat ve üç damla kadar limon suyunu karıştırın, temiz cildinize sürüp 20 dakika kadar bekledikten sonra peeling yaparak çıkarın. Ilık suyla durulayın. Bu şekilde cildinizi derinlemesine temizlerken, lekelerden de kurtulmuş olacaksınız.
-Vücudunuzu toksinlerden arındıracak ve minerallerle besleyecek bir detoks banyosu sizi oldukça iyi hissettirecektir. Küvetinizi sıcak suyla doldurun ve iki bardak karbonatla iki bardak ingiliz tuzunu içine ekleyin. Yarım saat kadar vücudunuzu sıcak banyonuzda dinlendirin.
-Cilt bakımında ayakları hep en son sıraya atıyorsunuz değil mi? Peki pamuk gibi ayaklara sahip olmak istemez misiniz? Leğeni sıcak suyla doldurun ve içine yarım ölçek karbonat ekleyin. Ayaklarınızı bu karbonatlı suyun içinde dinlendirerek hem günün yorgunluğunu atabilir, hem de yumuşacık ayaklara kavuşabilirsiniz.
sağlıklı günler dileğiyle,
Lezzetli kek ve poğaçaların vazgeçilmezi karbonat, cilt bakımında da mucizeler yaratıyor. Mutfağınızdan bir paket karbonatı alın ve pürüzsüz bir tene kavuşmaya hazırlanın.
-Bir çay kaşığı maya, bir çay kaşığı karbonatı 10 damla su ile ıslatın. Karışımı sürün, 15 dakika sonra yıkayın. Maya gözeneklerinizi temizlerken, karbonat da lekelerden kurtulmanıza yardımcı olur.
-Peeling yapmayı karbonatlı reçeteyle deneyebilirsiniz.
Bir tatlı kaşığı süzme yoğurt,yarım çay kaşığı kabonat ve üç damla kadar limon suyunu karıştırın, temiz cildinize sürüp 20 dakika kadar bekledikten sonra peeling yaparak çıkarın. Ilık suyla durulayın. Bu şekilde cildinizi derinlemesine temizlerken, lekelerden de kurtulmuş olacaksınız.
-Vücudunuzu toksinlerden arındıracak ve minerallerle besleyecek bir detoks banyosu sizi oldukça iyi hissettirecektir. Küvetinizi sıcak suyla doldurun ve iki bardak karbonatla iki bardak ingiliz tuzunu içine ekleyin. Yarım saat kadar vücudunuzu sıcak banyonuzda dinlendirin.
-Cilt bakımında ayakları hep en son sıraya atıyorsunuz değil mi? Peki pamuk gibi ayaklara sahip olmak istemez misiniz? Leğeni sıcak suyla doldurun ve içine yarım ölçek karbonat ekleyin. Ayaklarınızı bu karbonatlı suyun içinde dinlendirerek hem günün yorgunluğunu atabilir, hem de yumuşacık ayaklara kavuşabilirsiniz.
sağlıklı günler dileğiyle,
12 Şubat 2013 Salı
KOMBU ANATOLİA
FERMENTE BİR İÇECEK OLAN KOMBU ANATOLİA (KOMBUCHA) NEDEN İYİ HİSSETTİRİYOR?
Nasıl hissettirmesin ki?
Kombu Anatolia yararlı bakteri, maya ve enzimler açısından dünyadaki en zengin gıdaların başında gelmektedir.
NEDEN BAĞIRSAKLARI HEMEN VE ANINDA, TIKIR TIKIR ÇALIŞIR HALE GETİRİYOR?
Probiyotik kelimesinin literatürdeki anlamı ‘’hayat için’’ demektir.Vücuttaki bütün bakterileri öldüren (hatta yararlı olanlarını bile) antibyotiklerin aksine probiyotikler bağırsak florasının doğal ekolojisini yeniden kurar.Probiyotikler ise:
- bağışıklığı artırır,
- sistemin modunu değiştir,
- alerjilerle savaşır,
- vücudu detoks eder ve vücudu toksinlerden temizler.
BİR İLAÇ MIDIR?
Tek kelimeyle hayır.
Vücudun dengesini tekrar kazanmasını sağlar ve vücudun kendi kendini iyleştirmesini teşvik eder. Kombu Anatolia'nın bu kadar fazla şeyi başarmasının altında yatan neden, vücudun doğal bağışıklık sistemi ile birlikte mükemmel bir uyumla çalışmasıdır.
BAKTERİLERE NEDEN İHTİYACIMIZ VAR? ONLARDAN KURTULMAYA ÇALIŞIP DURMUYOR MUYUZ?
O reklamlarda bize dayatılan bir bilgi. Ama ya faydalı bakteriler?
Bağırsaklarınızda 160 çeşit ve çoğu bakteri olan 100 trilyon mikroorganizma yaşadığını biliyor muydunuz? Evet, tam yüz trilyon.
Faydalı bakterilere ihtiyacımız var. Ancak bütün antibiyotikler, el dezenfektanları vb. derken, kurunun yanında yaş da yandı. Kombu Anatolia yararlı bakteri, maya ve enzimler açısından dünyadaki en zengin gıdaların başında gelmektedir.
Vücudunuzdaki yararlı bakteri popülasyonunu artırarak, vücudunuzdaki zararlı bakterilerle, yararlı bakterileri yer değiştirebilirsiniz.
Böylece, vücut pH'ınız daha fazla alkali hale gelecektir.Vücut kendini bu zararlı bakterilerden uzaklaştıracak ve açlık duygunuz normale inecektir.
Yani, EVET, Kombu Anatolia içerken, kilo da verebilirsiniz, eğer doğru kullanırsanız.
Vücudunuz, ne yemeniz konusunda size daha sağlıklı sonuçlar verecektir.
Bakterilere doğal çevremizde bize yardımcı olmaları için ihtiyacımız vardır.Vücudumuzun gıdaları absorbe etmesi ve sağlığımız için temel enzimlere ihtiyacı vardır.
Kombu Anatolia işte bunları içeriyor. Ve bizi iyi hissettiriyor. Daha da iyi.
ÖNEMLİ UYARI : Ancak mayalı yiyecek ve içeceklere karşı intoleransı olanların tüketmemeleri önerilir.
Nasıl hissettirmesin ki?
Kombu Anatolia yararlı bakteri, maya ve enzimler açısından dünyadaki en zengin gıdaların başında gelmektedir.
NEDEN BAĞIRSAKLARI HEMEN VE ANINDA, TIKIR TIKIR ÇALIŞIR HALE GETİRİYOR?
Probiyotik kelimesinin literatürdeki anlamı ‘’hayat için’’ demektir.Vücuttaki bütün bakterileri öldüren (hatta yararlı olanlarını bile) antibyotiklerin aksine probiyotikler bağırsak florasının doğal ekolojisini yeniden kurar.Probiyotikler ise:
- bağışıklığı artırır,
- sistemin modunu değiştir,
- alerjilerle savaşır,
- vücudu detoks eder ve vücudu toksinlerden temizler.
BİR İLAÇ MIDIR?
Tek kelimeyle hayır.
Vücudun dengesini tekrar kazanmasını sağlar ve vücudun kendi kendini iyleştirmesini teşvik eder. Kombu Anatolia'nın bu kadar fazla şeyi başarmasının altında yatan neden, vücudun doğal bağışıklık sistemi ile birlikte mükemmel bir uyumla çalışmasıdır.
BAKTERİLERE NEDEN İHTİYACIMIZ VAR? ONLARDAN KURTULMAYA ÇALIŞIP DURMUYOR MUYUZ?
O reklamlarda bize dayatılan bir bilgi. Ama ya faydalı bakteriler?
Bağırsaklarınızda 160 çeşit ve çoğu bakteri olan 100 trilyon mikroorganizma yaşadığını biliyor muydunuz? Evet, tam yüz trilyon.
Faydalı bakterilere ihtiyacımız var. Ancak bütün antibiyotikler, el dezenfektanları vb. derken, kurunun yanında yaş da yandı. Kombu Anatolia yararlı bakteri, maya ve enzimler açısından dünyadaki en zengin gıdaların başında gelmektedir.
Vücudunuzdaki yararlı bakteri popülasyonunu artırarak, vücudunuzdaki zararlı bakterilerle, yararlı bakterileri yer değiştirebilirsiniz.
Böylece, vücut pH'ınız daha fazla alkali hale gelecektir.Vücut kendini bu zararlı bakterilerden uzaklaştıracak ve açlık duygunuz normale inecektir.
Yani, EVET, Kombu Anatolia içerken, kilo da verebilirsiniz, eğer doğru kullanırsanız.
Vücudunuz, ne yemeniz konusunda size daha sağlıklı sonuçlar verecektir.
Bakterilere doğal çevremizde bize yardımcı olmaları için ihtiyacımız vardır.Vücudumuzun gıdaları absorbe etmesi ve sağlığımız için temel enzimlere ihtiyacı vardır.
Kombu Anatolia işte bunları içeriyor. Ve bizi iyi hissettiriyor. Daha da iyi.
ÖNEMLİ UYARI : Ancak mayalı yiyecek ve içeceklere karşı intoleransı olanların tüketmemeleri önerilir.
KARBONAT MUCİZESİ....
Evinizdeki halıları süpürseniz de silseniz de zamanla kokmayabaşlar.
Halı yıkamacılara verdiğiniz halı bilin ki, en kötü kimyasal
deterjanla, yerlerde araba yıkanır gibi yıkanmaktadır. Oysa kokuyu
çıkarmak için şunu yapabilirsiniz. Bir iki avuç karbonatı halının her
tarafına serpin ve 1-2 saat bekledikten sonra elektrik süpürgesi ile
iyice süpürün. Halınızdaki o kötü kokudan eser kalmayacaktır.
* Buzdolabınızdaki kokuyla baş edemiyorsunuz. Bütün yiyecekleri dışarı
çıkar, sil, süpür, kurula vs. uğraşmak istemiyorsanız bir kâse
karbonatı buzdolabının bir köşesine koyun. 4-5 günde bir karıştırın.
Kötü kokuların gittiğini göreceksiniz. Ayrıca dolapta sakladığınız
meyve sebzeler üzerinde koruyucu bir etkisi olacaktır karbonatın.
* Halı, koltuk, elbise üzerine yağ mı damladı? Panik yapıp, deterjana
saldırmayın! Çünkü deterjan leke olan bölgenin rengini açıp renk
dokusunu bozacaktır. Bunun yerine yağ lekesinin üzerine karbonat dökün
ve üzerini hafifçe ıslayın. 1-2 saat bekledikten sonra silin. Yağ
lekesinden eser kalmayacaktır. Zira suyla birleşen karbonat yağları
söküp atan doğal bir sabun haline gelir.
* Mutfak tezgâhınızın mermerlerini ve fayanslarını limonlu karbonat
ile ovun ve durulayın. En güzel temizleyicidir. Kimyasal deterjan
kalıntısı kalmadığı için üzerine meyve- sebzelerinizi, ekmeğinizi
rahatlıkla koyabilirsiniz.
* Kirli lavabolarınız için krem deterjanlar yerine limon ve karbonat
kullanın. Lavaboya karbonat döküp limonla ovun. Hem kirlerin
kaybolduğunu hem de parladığını göreceksiniz.
* Ayrıca tıkanan lavabolarınızı açmak için bir su bardağı karbonatı
lavaboya dökün. Üzerine 1 bardak sirke ilave edip 2 litre kaynar suyu
lavaboya boşaltın. Tıkanan lavabo açılacaktır.
* Dibi tutan tava ve tencerelerinize akşamdan karbonat döküp, sıcak su
ilave edin. Sabah temizlerken zorlanmayacaksınız.
* Paslanabilecek eşyalarınızı karbonatla ovarsanız paslanmasını
engellemiş olursunuz.
* Porselen gibi kararan eşyalarınız varsa limonlu karbonat ile ovun.
Rengi açılacaktır.
* Aynı şekilde gümüş eşyalarınızı suyla macun haline getirdiğiniz
karbonat ile ovarsanız, rengi açılıp parlayacaktır.
* Elbise dolabınızda rutubet ve küf kokusu varsa ve naftalin kokusunu
da sevmiyorsanız dolabınızı bir köşesinde ağzı açık şekilde kavanozda
karbonat bulundurun.
* Banyo duşa kabin camlarını karbonat ile silip durulayın. Duş alırken
daha rahat nefes alacaksınız.
* Banyo terlikleriniz ister tahta ister plastik olsun üzerine karbonat
dökün ve öyle duş alın. Hem terlikleriniz hem de ayaklarınız rahat
edecek. Bu yolla tahta takunyalarınızın ömrü uzayacağı gibi kimyasal
temizleyiciler, cildinizden uzak tutmuş olacaksınız.
* Çamaşır makinesinde kullandığınız deterjan miktarını yarı yarıya
azaltıp gerisini karbonat ile tamamlayın. Çamaşırlarınız daha temiz ve
kimyasal artıklardan uzak kalmış olacaktır.
* Ağız sağlığı ve diş bakımı için de karbonat çok önemlidir. Akşamları
yatmadan önce 1'e 1 oranında tuz ile karıştıracağınız karbonat ile
dişlerinizi fırçalayın. Diş çürüklerinde yerleşip yaşayan ve vücudu
kansere hazırlayan bağışıklık yokedici virüslerin iki düşmanından
birisi karbonattır. Sabaha kadar ağzınızda ve dişlerinizdeki bakteri
ve virüsler karbonat ve tuzun etkin temizleyiciliği ile tamamen
temizlenmiş şekilde uyuyacaksınız. Ayrıca ağız ve diş kokuları da
önlenmiş olacaktır.
* Sonuç olarak; sirke, limon ve karbonat evinizde sadece mideniz için
değil her türlü temizlikte ve pratikte kullanabileceğiniz doğal
ürünlerdir. Mümkün olduğunca bu ürünleri kullanmaya özen göstermeniz;
hem çocuklarınızın ve sizin sağlığınız için hem de yaşanabilir, nefes
alan bir ev açısından önemlidir.
EK NOT: Bu arada "implant" uygulamaları zayıf bünyelerde diş köklerinde
bulunan yukarıda belirtilen virüslerin kana karışması sonucu
bağışıklık sisteminin iflası ile kişinin 6 ay - 1 yıl gibi sürelerde
kanserden hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde
ve özellikle Amerikada bu uygulamalar çok zor ve kısıtlanmış
durumdadır. Bu nedenle çene kemiği ile opersyonlardan uzak durmalıyız.
* Bunu da mümkün olduğunca duyurmak insani bir görev. Yurdumuzda harıl
harıl "implant" yapılıyor. Amaç TİCARET olsun tabi... İşte bu virüsü
öldüren adı sanı olan bir ilaç var, bir de karbonat çok etkili.!
Prof.Dr. Ayse AKIN
Başkent Üniversitesi
Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması
Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü
Öksürüğü bıçak gibi kesiyor
Belki biliyorsunuzdur ama ben ilk defa duydum! Geçen gün oğlumu geçmeyen öksürüğü için doktora götürdüm, doktor yokmuş biz de konuşarak eve giderken bir bayan yanımıza geldi, bana oğlunuz öküsürüyor boza içirin bakın faydasını göreceksiniz dedi. Tabii hemen boza aldık. Gerçekten 2 haftadır geçmeyen öksürük 2 günde 1 çay bardağı kadar boza ile geçti. Eşimin de aynı şekilde öksürüğü 3 günde bitti, biraz önce boza bitti deyince aklıma sizinle paylaşmak geldi. Daha pek çok da faydası varmış, çocuklara boşuna ilaç,antibiyotik vermekten bin kat iyidir. Tarçını iyice karıştırarak içeceksiniz yoksa daha çok gıcık yapabilir...
- Bünyesinde A ve B vitaminlerinin dört türü ile C ve E vitaminleri de bulunuyor. Mayalanması sırasında ürettiği laktik asit ise ender gıda maddelerinde bulunuyor ve bu değerli asit türünün hazmı kolaylaştırıcı etkisi var. Süt yapıcı özelliği nedeniyle hamile bayanlara ve vitamin kaynağı olarak sporculara tavsiye ediliyor. İçinde ilk başta yüzde 20 şeker olsa da daha sonra yüzde 8'lere kadar düşüyor. İçindeki yağ oranı da sıfır. Bağırsak florasını düzenler. İçindeki aktif mayalarla probiyotik özelliği vardır. Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcular ve kilo almak isteyen kişilerin kullanımı için uygundur. Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılır. Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır. Öksürük tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir.
- Bünyesinde A ve B vitaminlerinin dört türü ile C ve E vitaminleri de bulunuyor. Mayalanması sırasında ürettiği laktik asit ise ender gıda maddelerinde bulunuyor ve bu değerli asit türünün hazmı kolaylaştırıcı etkisi var. Süt yapıcı özelliği nedeniyle hamile bayanlara ve vitamin kaynağı olarak sporculara tavsiye ediliyor. İçinde ilk başta yüzde 20 şeker olsa da daha sonra yüzde 8'lere kadar düşüyor. İçindeki yağ oranı da sıfır. Bağırsak florasını düzenler. İçindeki aktif mayalarla probiyotik özelliği vardır. Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcular ve kilo almak isteyen kişilerin kullanımı için uygundur. Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılır. Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır. Öksürük tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir.
11 Şubat 2013 Pazartesi
KURAN-I KERİM'E GÖRE MUTLULUĞUN 40 FORMÜLÜ
KURAN-I KERİM'E GÖRE
MUTLULUĞUN 40 FORMÜLÜ
Mutluluğun formülü 40 ayette saklı :
1- İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran.
2- Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.
3- Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.
4- Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.
5- Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.
6- Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.
7- Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.
8- Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.
9- Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.
10- Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.
11- Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.
12- İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.
13- Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.
14- Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.
15- Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.
16- Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.
17- Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.
18- Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.
19- Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.
20- Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.
21- Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.
22- Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.
23- Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.
24- Saff 2: Yalandan uzak dur.
25- Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.
26- Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.
27- Al-I İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.
28- En'am 50: Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme.
29- En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.
30- Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.
31- Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.
32- İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.
33- İsra 23: Anne ve babana 'üff' bile deme.
34- Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.
35- Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını Kabul et.
36- Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.
[
37- Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.
38- Necm 3: İnanma duygunu diri tut.
39- Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme
40- Fatiha-1: Alemleri ve seni yaradan Rabbine daima teşekkür ve hamd duygularıyla dolu ol...
MUTLULUĞUN 40 FORMÜLÜ
Mutluluğun formülü 40 ayette saklı :
1- İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran.
2- Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.
3- Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.
4- Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.
5- Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.
6- Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.
7- Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.
8- Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.
9- Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.
10- Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.
11- Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.
12- İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.
13- Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.
14- Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.
15- Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.
16- Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.
17- Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.
18- Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.
19- Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.
20- Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.
21- Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.
22- Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.
23- Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.
24- Saff 2: Yalandan uzak dur.
25- Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.
26- Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.
27- Al-I İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.
28- En'am 50: Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme.
29- En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.
30- Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.
31- Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.
32- İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.
33- İsra 23: Anne ve babana 'üff' bile deme.
34- Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.
35- Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını Kabul et.
36- Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.
[
37- Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.
38- Necm 3: İnanma duygunu diri tut.
39- Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme
40- Fatiha-1: Alemleri ve seni yaradan Rabbine daima teşekkür ve hamd duygularıyla dolu ol...
Şekerin Zararları
Şekerin Zararları
1. Şeker kanser hücrelerinin en çok sevdiği şeydir.
2. Şeker bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir.
3. Şeker vücudunuzun mineral dengesini bozabilir.
4. Şeker çocuklarda hiperaktivite, endişe, dikkat bozukluğu ve huysuzluğa sebep olabilir.
5. Şeker çocuklarda uyuşukluğa sebep olabilir.
6. Şeker çocukların okul başarısını olumsuz etkileyebilir.
7. Şeker trigliserit seviyesinde belirgin bir artışa sebep olabilir.
8. Şeker bakteri enfeksiyonları na karşı savunma sistemini zayıflatabilir.
9. Şeker böbreklere hasar verebilir.
10. Şeker krom eksikliğine yol açabilir.
11. Şeker bakır eksikliğine yol açabilir.
12. Şeker kalsiyum ve bakır emilimini engeller.
13. Şeker meme, yumurtalık, prostat ve rektum kanserine yol açabilir.
14. Şeker kadınlarda daha büyük risk oluşturmak üzere, kolon kanserine sebep olabilir.
15. Şeker safra kesesi kanseri için risk faktörü olabilir.
16. Şeker gözleri bozabilir.
17. Şeker serotonin seviyesini yükseltir; bu da kan damarlarını daraltabilir.
18. Şeker Hipoglisemiye sebep olabilir.
19. Şeker midenin asidik olmasına yol açabilir.
20. Şeker çocuklarda adrenalin seviyesini artırabilir.
21. Şeker koroner kalp hastalığı riskini artırabilir.
22. Şeker ciltte kuruma ve saç beyazlamasına yol açarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir.
23. Şeker alkol bağımlılığına yol açabilir.
24. Şeker diş çürüklerini artırabilir.
25. Şeker kilo alımı ve aşırı şişmanlığa katkıda bulunabilir.
26. Yüksek miktarda şeker yemek Crohn’s hastalığı ve ülseratif kolit riskini artırır.
27. Şeker kireçlenmeye sebep olabilir.
28. Şeker astıma sebep olabilir.
29. Şeker mantar enfeksiyonları na sebep olabilir.
30. Şeker safra taşı oluşmasına yol açabilir.
31. Şeker böbrek taşı oluşmasına yol açabilir.
32. Şeker istemik kalp hastalığına yol açabilir.
33. Şeker apendisite yol açabilir.
34. Şeker Multipl Skleroz (MS) hastalığının belirtilerini şiddetlendirebilir.
35. Şeker dolaylı olarak hemoroide yol açabilir.
36. Şeker damarlarda varise yol açabilir.
37. Şeker osteoporoz oluşumuna katkıda bulunabilir.
38. Şeker salya asiditesine katkıda bulunabilir.
39. Şeker insülin sensitivitesinde düşüşe sebep olabilir.
40. Şeker glikoz toleransının düşmesine sebep olur.
41. Şeker büyüme hormonunu azaltabilir.
42. Şeker toplam kolesterolü artırabilir.
43. Şeker sistolik kan basıncını artırabilir.
44.Şeker gıda alerjilerine sebep olur.
45. Şeker diyabet oluşumuna katkıda bulunabilir.
46. Şeker hamilelikte kan zehirlenmesine yol açabilir.
47. Şeker çocuklarda egzama oluşuma katkıda bulunabilir.
48. Şeker kardiyovasküler hastalığa sebep olabilir.
49. Şeker DNA yapısını bozabilir.
50. Şeker katarakta sebep olabilir.
51. Şeker amfizeme sebep olabilir.
52. Şeker ateroskleroza sebep olabilir.
53. Şeker serbest radikal oluşumuna sebep olabilir.
54. Şeker enzimlerin işlevselliğini düşürür.
55. Şeker karaciğer hücrelerinin bölünmesine sebep olabilir; bu da karaciğerin boyutlarını büyütür.
56. Şeker karaciğerde yağ miktarını artırabilir.
57. Şeker karaciğerde patolojik değişimlere yol açabilir.
58. Şeker pankreasa zarar verebilir.
59. Şeker kabızlığa sebep olabilir.
60. Şeker miyopluğa sebep olabilir.
61. Şeker hipertansiyona sebep olabilir.
62. Şeker migren de dahil olmak üzere baş ağrılarına sebep olabilir.
63. Şeker beyin dalgalarını artırabilir; bu da beynin düşünme kabiliyetini zayıflatır.
64. Şeker depresyona sebep olabilir.
65. Şeker hormonal dengesizliğe sebep olabilir.
66. Şeker Alzheimer hastalığı riskini artırabilir.
1. Şeker kanser hücrelerinin en çok sevdiği şeydir.
2. Şeker bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir.
3. Şeker vücudunuzun mineral dengesini bozabilir.
4. Şeker çocuklarda hiperaktivite, endişe, dikkat bozukluğu ve huysuzluğa sebep olabilir.
5. Şeker çocuklarda uyuşukluğa sebep olabilir.
6. Şeker çocukların okul başarısını olumsuz etkileyebilir.
7. Şeker trigliserit seviyesinde belirgin bir artışa sebep olabilir.
8. Şeker bakteri enfeksiyonları na karşı savunma sistemini zayıflatabilir.
9. Şeker böbreklere hasar verebilir.
10. Şeker krom eksikliğine yol açabilir.
11. Şeker bakır eksikliğine yol açabilir.
12. Şeker kalsiyum ve bakır emilimini engeller.
13. Şeker meme, yumurtalık, prostat ve rektum kanserine yol açabilir.
14. Şeker kadınlarda daha büyük risk oluşturmak üzere, kolon kanserine sebep olabilir.
15. Şeker safra kesesi kanseri için risk faktörü olabilir.
16. Şeker gözleri bozabilir.
17. Şeker serotonin seviyesini yükseltir; bu da kan damarlarını daraltabilir.
18. Şeker Hipoglisemiye sebep olabilir.
19. Şeker midenin asidik olmasına yol açabilir.
20. Şeker çocuklarda adrenalin seviyesini artırabilir.
21. Şeker koroner kalp hastalığı riskini artırabilir.
22. Şeker ciltte kuruma ve saç beyazlamasına yol açarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir.
23. Şeker alkol bağımlılığına yol açabilir.
24. Şeker diş çürüklerini artırabilir.
25. Şeker kilo alımı ve aşırı şişmanlığa katkıda bulunabilir.
26. Yüksek miktarda şeker yemek Crohn’s hastalığı ve ülseratif kolit riskini artırır.
27. Şeker kireçlenmeye sebep olabilir.
28. Şeker astıma sebep olabilir.
29. Şeker mantar enfeksiyonları na sebep olabilir.
30. Şeker safra taşı oluşmasına yol açabilir.
31. Şeker böbrek taşı oluşmasına yol açabilir.
32. Şeker istemik kalp hastalığına yol açabilir.
33. Şeker apendisite yol açabilir.
34. Şeker Multipl Skleroz (MS) hastalığının belirtilerini şiddetlendirebilir.
35. Şeker dolaylı olarak hemoroide yol açabilir.
36. Şeker damarlarda varise yol açabilir.
37. Şeker osteoporoz oluşumuna katkıda bulunabilir.
38. Şeker salya asiditesine katkıda bulunabilir.
39. Şeker insülin sensitivitesinde düşüşe sebep olabilir.
40. Şeker glikoz toleransının düşmesine sebep olur.
41. Şeker büyüme hormonunu azaltabilir.
42. Şeker toplam kolesterolü artırabilir.
43. Şeker sistolik kan basıncını artırabilir.
44.Şeker gıda alerjilerine sebep olur.
45. Şeker diyabet oluşumuna katkıda bulunabilir.
46. Şeker hamilelikte kan zehirlenmesine yol açabilir.
47. Şeker çocuklarda egzama oluşuma katkıda bulunabilir.
48. Şeker kardiyovasküler hastalığa sebep olabilir.
49. Şeker DNA yapısını bozabilir.
50. Şeker katarakta sebep olabilir.
51. Şeker amfizeme sebep olabilir.
52. Şeker ateroskleroza sebep olabilir.
53. Şeker serbest radikal oluşumuna sebep olabilir.
54. Şeker enzimlerin işlevselliğini düşürür.
55. Şeker karaciğer hücrelerinin bölünmesine sebep olabilir; bu da karaciğerin boyutlarını büyütür.
56. Şeker karaciğerde yağ miktarını artırabilir.
57. Şeker karaciğerde patolojik değişimlere yol açabilir.
58. Şeker pankreasa zarar verebilir.
59. Şeker kabızlığa sebep olabilir.
60. Şeker miyopluğa sebep olabilir.
61. Şeker hipertansiyona sebep olabilir.
62. Şeker migren de dahil olmak üzere baş ağrılarına sebep olabilir.
63. Şeker beyin dalgalarını artırabilir; bu da beynin düşünme kabiliyetini zayıflatır.
64. Şeker depresyona sebep olabilir.
65. Şeker hormonal dengesizliğe sebep olabilir.
66. Şeker Alzheimer hastalığı riskini artırabilir.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
Bir çok hastalığın ana sebebini anlamak için, lütfen aşağıda aktarılan bilgileri dikkatlice ve özenle okuyalım, paylaşalım.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa, yüksek tansiyon hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa, bel ve boyun fıtığı hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa, gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa, astım hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa, şeker hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa, ülser hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve kolon kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre kanserleşme sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız. Alkali - Canlı su içmeliyiz. Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!... Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!
Bir çok hastalığın ana sebebini anlamak için, lütfen aşağıda aktarılan bilgileri dikkatlice ve özenle okuyalım, paylaşalım.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa, yüksek tansiyon hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa, bel ve boyun fıtığı hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa, gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa, astım hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa, şeker hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa, ülser hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve kolon kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre kanserleşme sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız. Alkali - Canlı su içmeliyiz. Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!... Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!
10 Şubat 2013 Pazar
Havayı Temizleyen 16 Bitki
Havayı Temizleyen 16 Bitki
Evinizin havasını tehlikeli kimyasallardan kurtaran 16 bitki, NASA tarafından belirlendi.
Bu kimyasallar baş ağrısına, baş dönmesine, bağışıklık sisteminizin zayıflamasına hatta sonunda kansere bile neden olabilir. Dışarıdaki hava motorlu araçlar ve egzoz gazı emisyonu yüzünden düşük derecede benzen içerirken evlerin içinde çok daha fazla benzen bulunabiliyor.
Kullandığımız tutkal, boya, mobilya cilası, deterjan gibi ürünler ve sigara dumanı sonucu açığa çıkan benzen, kemik iliğinde kalıcı etkiler bırakarak kansızlık ve kan kanserine sebep olabiliyor.
Günlük hayat içinde sürekli kullandığımız ürünler içindeki benzen, ksilen, formaldehit, trichloroethylene ve toluen gibi bu sinsi kimyasallarla baş edebilmek için NASA tarafından önerilen bitkiler var.
Bu bitkiler yanınızda içilen sigaranın dumanının etkilerinden tamamen kurtulmanızı sağlamasa da, haftada bir kullandığınız ojeden havaya karışan kimyasal maddelere çare olabilir. Bu bitkilerden aşk merdiveni havadaki formaldehiti süzüyor.
Hangi Bitki Hangi Maddeyi Emiyor?
Dendrobium orkide ksilen ve tolueni süzüyor.
Drasena tüm türüyle bahsi geçen kimyasallardan en az birini süzebilir.
Difenbahya ksilen ve tolueni süzebilir.
Duvar sarmaşığı benzen, ksilen, formaldehit ve tolueni süzüyor.
Jerbera benzen, trichloroethylene ve formaldehitin süzülmesini sağlar.
Şeytan sarmaşığı formaldehitin süzülmesini sağlıyor.
Bir dış mekan bitkisi olan kanayan kalpler(dicentra) ksilen ve tolueni süzüyor. Bahçe, balkon veya terasınızdaki hava kalitesi hakkında endişeleriniz varsa oralara ekebilirsiniz.
Barış çiçeği (spathiphyllum) trichloroethylene, benzen ve formaldehiti süzüyor.
Güve orkidesi (phalaenopsis) ksilen ve toluenin süzülmesini sağlıyor.
Sarmaşık deve tabanı (philodendron) havadaki formaldehiti süzer.
Kasımpatı trichloroethylene, benzen ve formaldehiti süzüyor.
Kaynana dili formaldehiti süzüyor.
Kauçuk formaldehiti süzüyor.
Kurdele formaldehiti süzüyor.
Benjamin kauçuğu formaldehiti süzüyor.
Evinizin havasını tehlikeli kimyasallardan kurtaran 16 bitki, NASA tarafından belirlendi.
Bu kimyasallar baş ağrısına, baş dönmesine, bağışıklık sisteminizin zayıflamasına hatta sonunda kansere bile neden olabilir. Dışarıdaki hava motorlu araçlar ve egzoz gazı emisyonu yüzünden düşük derecede benzen içerirken evlerin içinde çok daha fazla benzen bulunabiliyor.
Kullandığımız tutkal, boya, mobilya cilası, deterjan gibi ürünler ve sigara dumanı sonucu açığa çıkan benzen, kemik iliğinde kalıcı etkiler bırakarak kansızlık ve kan kanserine sebep olabiliyor.
Günlük hayat içinde sürekli kullandığımız ürünler içindeki benzen, ksilen, formaldehit, trichloroethylene ve toluen gibi bu sinsi kimyasallarla baş edebilmek için NASA tarafından önerilen bitkiler var.
Bu bitkiler yanınızda içilen sigaranın dumanının etkilerinden tamamen kurtulmanızı sağlamasa da, haftada bir kullandığınız ojeden havaya karışan kimyasal maddelere çare olabilir. Bu bitkilerden aşk merdiveni havadaki formaldehiti süzüyor.
Hangi Bitki Hangi Maddeyi Emiyor?
Dendrobium orkide ksilen ve tolueni süzüyor.
Drasena tüm türüyle bahsi geçen kimyasallardan en az birini süzebilir.
Difenbahya ksilen ve tolueni süzebilir.
Duvar sarmaşığı benzen, ksilen, formaldehit ve tolueni süzüyor.
Jerbera benzen, trichloroethylene ve formaldehitin süzülmesini sağlar.
Şeytan sarmaşığı formaldehitin süzülmesini sağlıyor.
Bir dış mekan bitkisi olan kanayan kalpler(dicentra) ksilen ve tolueni süzüyor. Bahçe, balkon veya terasınızdaki hava kalitesi hakkında endişeleriniz varsa oralara ekebilirsiniz.
Barış çiçeği (spathiphyllum) trichloroethylene, benzen ve formaldehiti süzüyor.
Güve orkidesi (phalaenopsis) ksilen ve toluenin süzülmesini sağlıyor.
Sarmaşık deve tabanı (philodendron) havadaki formaldehiti süzer.
Kasımpatı trichloroethylene, benzen ve formaldehiti süzüyor.
Kaynana dili formaldehiti süzüyor.
Kauçuk formaldehiti süzüyor.
Kurdele formaldehiti süzüyor.
Benjamin kauçuğu formaldehiti süzüyor.
3 Şubat 2013 Pazar
okumak bir dakikanızı almaz herkes okusun
(SLT)
Bir Kan Pıhtısı = Felç/İnme - Şimdi Tanı için Dördüncü bir Endikatör var: Dil
Felç (STROKE): İlk üç harfini hatırlayın: S: Smile/ Gülümse. T: Talk/ Konuş. R: Raise/Kaldır.
Felç Teşhisi
Barbekü esnasında, bir kadın tökezledi ve düştü, paramedikleri çağırmayı önerenlere kendisinin iyi olduğunu, yeni ayakkabıları nedeniyle taşa takıldığını söyledi.
Onu temizlediler ve yeni bir tabak yemek verdiler. Biraz sarsılmış görünse de Jane akşamın geri kalanını eğlenerek geçirdi.
Jane'in kocası daha sonra telefonla arayarak eşinin hastaneye kaldırıldığını söyledi (akşam 06:00'da Jane öldü.) Barbekü'de felç geçirmişti. Eğer felç'in işaretlerini tanımlayabilselerdi, belki de Jane şu anda aramızda olacaktı; bazıları ölmüyor, ama çaresiz ve ümitsiz bir durumda kalıyorlar.
Bunu okumak sadece bir dakikanızı alır.
Bir nörolog felç vakalarını inmenin geldiği zamandan üç saat içinde müdahale edebilse felcin etkilerini tamamen geri çevirebileceğini söylüyor. Püf noktasının felcin tanımlanması, teşhis edilmesi ve üç saat içinde hastanın medikal bakımının başlaması olduğunu söylüyor.
Felcin tanımlanmasında üç test: "S.T.R."
Bazen felcin semptomlarının tespit edilmesi zordur. Bilinçsiz olmak malesef felakettir. Felç hastası, eğer yakınındaki kişiler tarafından felcin semptomları teşhis edilemezse, ciddi beyin hasarına maruz kalır.
Doktorlar yakında bulunan herhangi birinin üç basit soru sorarak felci teşhis edebileceğini söylüyor:
S *Gülümsemesini söyleyin (Smile)
T *Basit bir cümle kurmasını söyleyin (Talk) (örn. Bu gün dışarısı güneşli.)
R *Her iki kolunu kaldırmasını söyleyin. (Raise)
Hasta bu görevlerin herhangi birini yapmakta zorlanıyorsa, derhal acil servis numarasını arayın ve semptomları almaya gelenlere söyleyin.
Felcin yeni işareti: Dilinizi çıkarın!
Dikkat: Felcin birbaşka işareti şudur: Hastaya dilini çıkarmasını söyleyin. Eğer dil kıvrılmışsa veya bir tarafa doğru yatmışsa bu da felç işaretlerindendir.
Bir kardiyolog bu mektubu her alanın 10 kişiye iletmesi halinde iletenin en azından bir hayat kurtaracağını söylüyor.
Ben kendime düşeni yaptım, Siz yapar mısınız???
Bir Kan Pıhtısı = Felç/İnme - Şimdi Tanı için Dördüncü bir Endikatör var: Dil
Felç (STROKE): İlk üç harfini hatırlayın: S: Smile/ Gülümse. T: Talk/ Konuş. R: Raise/Kaldır.
Felç Teşhisi
Barbekü esnasında, bir kadın tökezledi ve düştü, paramedikleri çağırmayı önerenlere kendisinin iyi olduğunu, yeni ayakkabıları nedeniyle taşa takıldığını söyledi.
Onu temizlediler ve yeni bir tabak yemek verdiler. Biraz sarsılmış görünse de Jane akşamın geri kalanını eğlenerek geçirdi.
Jane'in kocası daha sonra telefonla arayarak eşinin hastaneye kaldırıldığını söyledi (akşam 06:00'da Jane öldü.) Barbekü'de felç geçirmişti. Eğer felç'in işaretlerini tanımlayabilselerdi, belki de Jane şu anda aramızda olacaktı; bazıları ölmüyor, ama çaresiz ve ümitsiz bir durumda kalıyorlar.
Bunu okumak sadece bir dakikanızı alır.
Bir nörolog felç vakalarını inmenin geldiği zamandan üç saat içinde müdahale edebilse felcin etkilerini tamamen geri çevirebileceğini söylüyor. Püf noktasının felcin tanımlanması, teşhis edilmesi ve üç saat içinde hastanın medikal bakımının başlaması olduğunu söylüyor.
Felcin tanımlanmasında üç test: "S.T.R."
Bazen felcin semptomlarının tespit edilmesi zordur. Bilinçsiz olmak malesef felakettir. Felç hastası, eğer yakınındaki kişiler tarafından felcin semptomları teşhis edilemezse, ciddi beyin hasarına maruz kalır.
Doktorlar yakında bulunan herhangi birinin üç basit soru sorarak felci teşhis edebileceğini söylüyor:
S *Gülümsemesini söyleyin (Smile)
T *Basit bir cümle kurmasını söyleyin (Talk) (örn. Bu gün dışarısı güneşli.)
R *Her iki kolunu kaldırmasını söyleyin. (Raise)
Hasta bu görevlerin herhangi birini yapmakta zorlanıyorsa, derhal acil servis numarasını arayın ve semptomları almaya gelenlere söyleyin.
Felcin yeni işareti: Dilinizi çıkarın!
Dikkat: Felcin birbaşka işareti şudur: Hastaya dilini çıkarmasını söyleyin. Eğer dil kıvrılmışsa veya bir tarafa doğru yatmışsa bu da felç işaretlerindendir.
Bir kardiyolog bu mektubu her alanın 10 kişiye iletmesi halinde iletenin en azından bir hayat kurtaracağını söylüyor.
Ben kendime düşeni yaptım, Siz yapar mısınız???
EY OĞUL SEYH EDEBALI
EY OĞUL
Besmelesiz yemek yeme.
Sırrın var ise sakın kimseye söyleme.
Elbisenin söküğünü üstünde dikme.
İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma.
Kötüyle arkadaş olma, pişman olursun.
Daima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma.
Harama tevessül etme.
Kimsenin payına/hakkına göz dikme.
Bir şey koymadığın yere el uzatma.
İki kişi konuşurken dinleme.
Ekmek ve tuz hakkını gözet.
Namahreme bakıp ihanet etme.
Davetsiz bir yere gitme.
Gidersen emin olduğun yere, namuslu kimseye git.
Sır sakla.
Her mecliste duyduğun şeyleri/sözleri aklında tut.
Evden eve söz taşıma.
Kötülemekten, fenalıktan uzak ol.
Ahlaklı ol.
Herkesle iyi geçin.
İnat ve kötü sözlü olma.
Senden büyüklerin önünden gitme.
İhtiyarlara hürmet et.
Daima temiz ol.
Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma.
Beş vakit namaza devam edip iyi hâl ile tanınarak, ilim ve faziletle meşgul ol.
Her zaman geniş kalpli ve hoş meşrep ol.
Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme.
Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.
Rıza lokmasıyla yetin.
Elindeki imkânları israf etme.
Kanaatkâr ol. Çünkü kanaat tükenmez bir hazinedir.
- SEYH EDEBALI
Besmelesiz yemek yeme.
Sırrın var ise sakın kimseye söyleme.
Elbisenin söküğünü üstünde dikme.
İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma.
Kötüyle arkadaş olma, pişman olursun.
Daima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma.
Harama tevessül etme.
Kimsenin payına/hakkına göz dikme.
Bir şey koymadığın yere el uzatma.
İki kişi konuşurken dinleme.
Ekmek ve tuz hakkını gözet.
Namahreme bakıp ihanet etme.
Davetsiz bir yere gitme.
Gidersen emin olduğun yere, namuslu kimseye git.
Sır sakla.
Her mecliste duyduğun şeyleri/sözleri aklında tut.
Evden eve söz taşıma.
Kötülemekten, fenalıktan uzak ol.
Ahlaklı ol.
Herkesle iyi geçin.
İnat ve kötü sözlü olma.
Senden büyüklerin önünden gitme.
İhtiyarlara hürmet et.
Daima temiz ol.
Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma.
Beş vakit namaza devam edip iyi hâl ile tanınarak, ilim ve faziletle meşgul ol.
Her zaman geniş kalpli ve hoş meşrep ol.
Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme.
Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.
Rıza lokmasıyla yetin.
Elindeki imkânları israf etme.
Kanaatkâr ol. Çünkü kanaat tükenmez bir hazinedir.
- SEYH EDEBALI
2 Şubat 2013 Cumartesi
İSVEÇLİ BİLİM ADAMLARINDAN TIP TARİHİNE GEÇECEK DEVRİM GİBİ BULUŞ!
İSVEÇLİ BİLİM ADAMLARINDAN TIP TARİHİNE GEÇECEK DEVRİM GİBİ BULUŞ!
Ayak veya kol kırığı nedeniyle haftalarca yatakta yatmaya son. İsveçli bilim adamları kemik kırıklarını 2-3 günde kaynaştıracak süper yapıştırıcıyı basına tanıttı.
İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü'nde geliştirilen yapıştırıcı sayesinde, kırıklar lokal anesteziyle onarılacak ve hasta 2-3 gün içinde normal yaşamına dönebilecek.
14 yıllık bir çalışmansın eseri olarak icat edilen süper yapıştırıcının, kemik kaynadıktan sonra eriyerek kendini yok ettiği kaydedildi. Yapıştırıcı sayesinde kemikleri birleştirmek için kullanılan metal plakların da tarihe karışacağını belirten bilim adamları, bulunan yapıştırıcının toksiloji test sonuçlarının olumlu çıkması neticesinde hayvanlar üzerinde denenmeye başlanacağını kaydetti...
KyNK:Bilim Dünyası dergisi
Ayak veya kol kırığı nedeniyle haftalarca yatakta yatmaya son. İsveçli bilim adamları kemik kırıklarını 2-3 günde kaynaştıracak süper yapıştırıcıyı basına tanıttı.
İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü'nde geliştirilen yapıştırıcı sayesinde, kırıklar lokal anesteziyle onarılacak ve hasta 2-3 gün içinde normal yaşamına dönebilecek.
14 yıllık bir çalışmansın eseri olarak icat edilen süper yapıştırıcının, kemik kaynadıktan sonra eriyerek kendini yok ettiği kaydedildi. Yapıştırıcı sayesinde kemikleri birleştirmek için kullanılan metal plakların da tarihe karışacağını belirten bilim adamları, bulunan yapıştırıcının toksiloji test sonuçlarının olumlu çıkması neticesinde hayvanlar üzerinde denenmeye başlanacağını kaydetti...
KyNK:Bilim Dünyası dergisi
GÖZ BEBEĞİMİZ KİVİ
GÖZ BEBEĞİMİZ KİVİ
Dilimlenmiş kivi göz bebeğine benzerlik gösterir. Kivi, antioksidanlar (E ve C vitamini) ve carotenoidlerce (beta caroten, lutein) zengindir. Lutein, yaşlılığa bağlı ortaya çıkan görme bozukluklarının önlenmesinde önemli yer tutar.
A ve C vitaminleri ile potasyum açısından çok zengin bir meyve olan kivi, ayrıca kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller açısından da zengin
Dilimlenmiş kivi göz bebeğine benzerlik gösterir. Kivi, antioksidanlar (E ve C vitamini) ve carotenoidlerce (beta caroten, lutein) zengindir. Lutein, yaşlılığa bağlı ortaya çıkan görme bozukluklarının önlenmesinde önemli yer tutar.
A ve C vitaminleri ile potasyum açısından çok zengin bir meyve olan kivi, ayrıca kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller açısından da zengin
müthiş ikili, zerdeçal & zencefil
müthiş ikili, zerdeçal & zencefil
Önemli bir nokta da kış hazırlıklarını yaparken listenize zerdeçal ve zencefilden zengin basit besinler eklemeyi unutmamanızdır.
her gün yarım bardak yoğurda ekleyeceğiniz birer çay kaşığı toz zencefil ve toz zerdeçal müthiş bir kış desteğidir ve bir “bağışıklık hapı” gibidir.
bu karışıma ekleyeceğiniz bir çay kaşığı tarçın ve bir çay kaşığı sızma zeytinyağı ile de tam bir “bağışıklık kokteyli” elde edeceğinizden emin olabilirsiniz.
Çözüm: Zerdeçal, zencefil, tarçın ve zeytinyağlı bir kase doğal yoğurt.
Toz zencefil yok ise biraz taze zencefil rendelenip, bir çay kaşığı çörek otu da eklenebilir.
Önemli bir nokta da kış hazırlıklarını yaparken listenize zerdeçal ve zencefilden zengin basit besinler eklemeyi unutmamanızdır.
her gün yarım bardak yoğurda ekleyeceğiniz birer çay kaşığı toz zencefil ve toz zerdeçal müthiş bir kış desteğidir ve bir “bağışıklık hapı” gibidir.
bu karışıma ekleyeceğiniz bir çay kaşığı tarçın ve bir çay kaşığı sızma zeytinyağı ile de tam bir “bağışıklık kokteyli” elde edeceğinizden emin olabilirsiniz.
Çözüm: Zerdeçal, zencefil, tarçın ve zeytinyağlı bir kase doğal yoğurt.
Toz zencefil yok ise biraz taze zencefil rendelenip, bir çay kaşığı çörek otu da eklenebilir.
SİYAH ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ
SİYAH ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ
Üzüm çekirdeği ilk olarak Fransa’da 1950’li yıllarda damar koruyucu ilaç olarak kullanılmaya başlandı. O zamandan bu yana üzerinde birçok araştırma yapılan üzüm çekirdeğinin günümüzde bilinen en önemli faydaları şöyle sıralanıyor:
En güçlü antioksidan olduğu için kansere karşı koruyucudur
Kanser tedavisindeki olumsuzlukları giderir
Damarları korur, damar sertliğini önler, damar hastalıklarını tedavi eder
Kalp krizi riskini azaltır
Kötü kolesterolü azaltıp iyi kolesterolü yükseltir
Diyabet hastalarına iyi gelir
Kan damarlarını güçlendirir
Kılcal damarları güçlendirerek yüksek tansiyona iyi gelir
Gözdeki kılcal damarları güçlendirip kan dolaşımını hızlandırır
Gözün saydam tabakasını korur
Yaşla beraber artan görme bozukluklarını engeller
Katarakt oluşumunu engeller
Kan ve lenf dolaşımını düzenler
Cilt sorunlarına iyi gelir, cildi güzelleştirir ve cildin sarkmasını engeller
Alerjik problemleri önleyici özelliği vardır
Deri hastalıklarına iyi gelir
Diş eti kanamalarında tedavi edici özelliğe sahiptir
Toplardamar yetersizliklerinden kaynaklanan basur ve varise iyi gelir
C vitamininin etkisini artırır
Saç hücrelerini artırır
Kan yapar, kansızlığı önler ve kanı temizler
Böbrek ve bağırsakları çalıştırır
Romatizmaya iyi gelir
Üzüm çekirdeği ilk olarak Fransa’da 1950’li yıllarda damar koruyucu ilaç olarak kullanılmaya başlandı. O zamandan bu yana üzerinde birçok araştırma yapılan üzüm çekirdeğinin günümüzde bilinen en önemli faydaları şöyle sıralanıyor:
En güçlü antioksidan olduğu için kansere karşı koruyucudur
Kanser tedavisindeki olumsuzlukları giderir
Damarları korur, damar sertliğini önler, damar hastalıklarını tedavi eder
Kalp krizi riskini azaltır
Kötü kolesterolü azaltıp iyi kolesterolü yükseltir
Diyabet hastalarına iyi gelir
Kan damarlarını güçlendirir
Kılcal damarları güçlendirerek yüksek tansiyona iyi gelir
Gözdeki kılcal damarları güçlendirip kan dolaşımını hızlandırır
Gözün saydam tabakasını korur
Yaşla beraber artan görme bozukluklarını engeller
Katarakt oluşumunu engeller
Kan ve lenf dolaşımını düzenler
Cilt sorunlarına iyi gelir, cildi güzelleştirir ve cildin sarkmasını engeller
Alerjik problemleri önleyici özelliği vardır
Deri hastalıklarına iyi gelir
Diş eti kanamalarında tedavi edici özelliğe sahiptir
Toplardamar yetersizliklerinden kaynaklanan basur ve varise iyi gelir
C vitamininin etkisini artırır
Saç hücrelerini artırır
Kan yapar, kansızlığı önler ve kanı temizler
Böbrek ve bağırsakları çalıştırır
Romatizmaya iyi gelir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
BİBERİYE (ROSEMARY) MUCİZESİ (OKUYUN MUTLAKA)
BİBERİYE (ROSEMARY) MUCİZESİ (OKUYUN MUTLAKA) 1. Eşimle evlenmeden, başlayan migren ağrıları için şikâyetçi idi ve cebinde sürekli ağ...
-
Diğer İsimleri : Pirit Taşı , Enayi Altını Sertliği : 6 - 6,50 Özgül Ağırlığı : 4,95 - 5,10 Kimyasal Formülü : FeS Uyuml...
-
BİBERİYE (ROSEMARY) MUCİZESİ (OKUYUN MUTLAKA) 1. Eşimle evlenmeden, başlayan migren ağrıları için şikâyetçi idi ve cebinde sürekli ağ...
-
İSVEÇ İKSİRİ ve FAYDALARI İsveç iksiri 'nin reçetesi, ünlü Isveçli Doktor Samst'ın notları arasında,ölümünden sonra bulunmuştur.Do...